Karşı Kıyı
taş attı
karşı kıyıya daldı baktı içi ne güzel dibinde yankılanan bir ses yok değiştirmedi aynı dalgınlıkla devam etti sular taşları yonttukça içerlendi beş on balık ilerlediler karanlığa doğru yüzünü görmeye gel şimdi durgun bir akşam yorulmuş dalgaların sakin göğsünde yalpalayan bir geçmiş var duymuyor musun anlama sakın beni kendi tenine değen elini çekil sakin ol ve dışa vur seni tanıyabilelim göğsünün ağrısından ve çağrısı alıngan bir nehir olsun şimdi duymuyor musun düşüncelerle doluyor kalbim değişmedi bak ölür ölmez kanatları göğe değen dik bir sesle buyurdunuz oysa siz yoktunuz ay ışığıyla sonu gelmez şarkılar söyleyen günlerle avuttunuz sonsuzluğu yalvar yakar olsun ilk istediğin seni seven geceden uzak dur tanısın tanrı benliğindeki suyu kanasın kanadı beyaz bulutlar de ki artık ben yokum ölü kelimelerle uğraşıyorum kapılıp gidiyoruz sönünceye dek aşkımız vişneleri çürük mezarlar bağışlanıyor çocukların ellerinde. |