Gök Ağrısı
kırların göğsünde uyuyorduk
git gide yavaşladı kalbimiz söndü geçmişin ötesinden gelen iyi gölgeler iyilik ve varlık anlatıcısının küçük sesinde karanlığa kapılıp yol değiştiriyordu patikadan geçişimi tekrarlayın şakacı dallar ve yapraklar soğuturken günü alınganlığımı bağışlayın lütfen özleyecektim güneşi suyu ve sevdiklerimi bizi his ipiyle tutan ölüler yüzlerini genişleterek göz yaşlarımızı sildiler bir tutam bulut gök ağrısı oldu göğsünü şişiren yokuşa dilek kanatlarıyla birbirine gülümseyen bahar tadında sevinçlerimiz vardı ve manevraları içimize kaçan an sığınaklarımız korunaklı zamansızlıkla yoğunlaşan yanılgılar kuşunun renkleriyle büyüyen yarın denizlere çağrılan aşk nehrinin kanıyla küçülüyordu ki hala lakayt ayaklarını sallıyor anı yıldız sayarak geçen günlerden yalvaranlara yeni dilekler bağışlıyor tanrı. |