Fotoğrafın Şiiri...
Önce gitmelisin ki, bu mevsimsiz gün üşüsün.
Bu şehir yıkansın, kaç bulut artığı üzgü kalırsa sayma, bırak gökyüzü saysın yerine. … Öncesiz kapılardı sonraya açılan zamanlar… … I. dil kesiği söze bilenirken hüzün düş kuyusunda ipsiz bir kova acı sular çekerken içtiklerim, büyüttü eski beni. yüzler eskidi duvarların neminde kaç şiirde unutuldu sevişmeler teninde sıtmalandı imge denen sessiz kaldı simgeler. pencereler çizdim gün yüzü görmeye perdeler saklı rüzgarlara yenildi tenzih ettim ismini küfürlerde karmaşa günahlar yıkadı öd sularına inat yeşil düştü acı... II. leylak boyalı kapılarda kaldı bavulun boş yeşili sarmaşık bir düş melon şapkanın siyahı sayfası açık kitapta bıraktı aşkı yokluk kadar uzaktı yarınlar. hiçbir düşü yıkamadım kurutmadım da üstümdeki ıslak elbiseyi iblis senfonisini eklerken güne dudağım kekre sarısı dil bulaşığı sövdüm geçtim ömrün en açık yerine dersem inanma, sövmeyi öğrenemedim vedalar ertelenmiyor. III. denize maviler seç koy(n)unda saçlarımı yıka şimdi dalgalarla güneş saklıysa aralarına bulması sende… … rüyadayım uyandırmayın alaca kaldı dil sinede sayıklıyor maviyi… Bu fotoğrafa verdim şiirin dizelerini… Fotoğraf Gizem Sönmezer |