YILLAR ÖNCE
YILLAR ÖNCEYDİ
Aşkın sesi bu yüzümde toplanan Yaşanması zor bir anının Kalbimi yoran bir günün tedirginliği. Ah, nasıl anlatsam, o uzun akşam o kısa heves O düşündükçe ilkbahar kokan göğsüne Geç kaldım, ruhumu yolladım bir nefes. Hatırlıyorum yıllar yıllar önce Alacakaranlığın kollarına akıyordu gün Nazlı nazlı yağmura, buluta akıyordu içimde ne varsa Ay yok, yıldızlar da… oysa akşamüstü gözlerim Rüzgârın serinliği ve yüzümde derin dalgınlığı hatıranın. Zaman göz göze geçiyordu, rüzgârsız saatleri Anın sızısını hatırlıyorum yıllar yıllar önce… Kayboluyor gökyüzü karanlığın içinde Yüreğimin çeyizini açtım, içinde anılar Kederle buluşmuştu ve elim elinle Bakışınla çektiğin titreyen gövdemi İstedim ki sana vereyim ve susarak konuşayım Konuşmak hatırlamaktır sevgilim, yıllar yıllar önce Dudağına şehvetle yapışan kelimeleri. Gözlerim dalgın gözlerim bahar vurgunu Alnımdan dökülen boncuk boncuk anı Ah... nasıl anlatayım baharını yitirmiş bir aşkı Berrak bir dil su gibi yalıyor aklımı, başımdan alıp Fırlatmaya çalıştıkça bir bumerang sanki Bana tekrar getiriyor hatırlarlar ırmağını. Çok dilli oysa yüreğimde toplanan Aşkın usul sesi, kıyamadım canımla dinledim Bir şarkı, yorgun kuraklığıma yağmurla birlikte Hatırlıyorum dudaklarından yağan bin bir rengi Topladım, giyindim ve düşündüm: Bundan mı yoksa? Sabahları uyanmama isteği,akşamların ayrılık kokması Ellerim hatırlıyor ama kalbim büyük bir boşluk Hiç ama hiç hatırlamıyor yıllar yıllar önce Nasıl, nasıl, nasıl hatırlasın bu yitik aşkı. Zeki KIRHAN |