K’öksüzaklımdan zıvanadan çıkmış yarım yamalak cümleler akşam üstlülerim biraz günbatımları sürüyor kış günlerinin uyuşukluğuna baharın gelişene tezattı elveda deyip gidişin bir türlü aşına olamadı gözlerim sokak aralarında gölgenin kayboluşuna şimdi dilimdeki sözcükler isyan edip dökülürken kaleme uzak diyarlara alıp gitsin diye bir kelebeğin kanadına yazıyorum ayrılığı sardunyaları sevdiğin için renk kaçkını bir mevsimde sararıp soluyorum ellerin dokundu diye öptüğüm sonbahar yapraklarını yaz günlerinin eskide kalışı gibi senli günlerimin eskide kalışı kuru bir çölde göz yaşlarımla tomurcuklanır kasavet çiçeklerim bulutların kararıp gözlerime yağmur oluşunu gidişindendir diye anlattı sokak serserileri şehirler k’öksüzleşiti hıçkırık boğarken gecelerim kadınlar kısırlaştı asılsız söylemler asıldı dudaklarıma seni söyleyip, benim inandığım mesela gelme derken yaralarım, gelme acıtma gözyaşlarımın içinden geçerken hayalin oysa ne çok çağırmıştım seni aklımın haykırışlarının bahanesi olurdu bebek ölümleri cinnetlerim sorgulanırken bozardın dudaklarının mahremiyetini ey gölgesine hayatın anlamı dediğim kimin gölgesinde avunur gözbebeklerin aklım almıyor beni unutkanlığını gitmeye ayarlanmış saatlerin dilsizliğine, sessizliğini tutsak edişini doğuşumda binlerce yılın ağırlığı tüm insanoğlunun varoluşunda kayıtlı aşk sendromlarımız yabancı değildi Adem’in Havva için ağlayışına Havva’nın yüreğini avuçlarına alıp tanrıya yakarışına kaç asır geçti hep aynı hikâye ölüm adı yokların seferberliği idi bir top kefen birde yokluğunun acısı çok derin batmıştı yüreğime |
BEĞENDİM VE KUTLARIM...
............................................. Saygı ve selamlar..