HAYDARPAŞA GAR OTELI (1)
İstanbul,
Yaz ortası, Otel Odası. Hayr’ı üstüne ola Er doğanım, İstanbul’da bir Rüya. -1- Ş Ö L E N Muhteşem Cüssesiyle sevgiyle selamladı beni Selimiye Kışlası, Tarihi Taş Lisenin Dudak uçları Kulaklarına değdi. İskelesi, Dalgakıranı, Martıları ve Garı ile İstanbul’un tek ve yeni Haydarpaşa Kültürve Sanayi Fuarı bilsen ne sevindi. Önümde Merdivenler sıcak, Merdivenler Yaylı, Merdivenler Lastik, elastik, yumuşak. Merdivenler Heybe, Sepet, Çanta, Çıkın... Merdivenler Ana, Kız, Er, Yaşlı, Cocuk dolu Merdivenler Umutlu. Yanımda Nazım mutlu Mısra-Ayak mırıldanıyor "Memleketimden İnsan Manzaraları" nı. Kösele, Lastik, Plastik, Bez, çıpak... Merdivenler çıkılacak. Kabadayı Kapıdan girdim içeri. Sevinçten tepindi büyük Salon Zemini duyuyorum. Yerçekimsiz Havayı soluyorum. Görüntüler kayıyor, Renklerde uçuyorum (*) Elle bezenmiş Asma Boyunduruk sırtlamış Tavanı, Mağrur Duvarlar, Kare-kare Anılar Kol Sütunlar zevkle Osmanlıyı çağırıyor dibine çökmüş Biri. diğeri Bağırıyor, Çay-Terazi dağıtıyor Simidi Yorgun Kanepler, eşsiz Çiniler, Tahta Döşemeler endamlı Vitraylı Pencereye gömülü yuvar Saat seyrediyor Zamanı. Gerçekmi, yoksa Rüya görüyorum ondanmı? Dışarıda Güneşi gölgelemiş Kasketi uzun Peron Damı, kestiriyor. Yorgun eski Saatin tozlu Camlı asılı durmuş Dünü gösteriyor. Yolunu mu şaşırmış bir Martı? Güvercinlere eşlikmi ediyor ne? Belkide bekliyor; Nar kırmızı Şapkalı, Ceketi mavi Hareket Memurunun üfleyeceği Düdüğü göstereceği yeşil Gözlü Raketi belki? İki Peron arası Ray yerinde sele-serpe Çiçek Halı Mavi sinmiş buraya burcu-burcu kokuyor Ağaçlarda Bal Kovanı, Kuş, Arı, Karınca, Böcek, Kelebek... neşeli İnsanlar öbek paylaşıyorlar Anı. Peron ardı arkada, Haydarpaşa Çayırında vuruyor "Hayda!" Donu Pazu dolu Pehlivanlar, Yağlı Tulumları Deri, Nasırlı-Yağız Elleri kayıyor kucaklaşıyor Diz üstünde şaklıyor Davul-Zurna Sesleri. Küllahı Yassı Mehter Takımı uzun Elbisesiyle, Köz tiz Sesiyle; " Ceddin Deden, Ceddin Deden" Marşın çalıyor, "Neslin Baban, hep Kahraman..." Teranesiyle, Zil vurup-tokmaklayarak, iki ileri bir geri "Türk Milleti..." arada bir dönüp-durarak arşınlıyor bu Yeri. Uyandım. Kendimi o Günde sandım. Her Yıl Yurdumun bir Şehri Sanayi, kültürüyle Yöresel, her iki Yılda Milli, her dört Yılda Evrensel zenginleştirmiş bu Diyarı. Al sana Er doğanım, Sözü doğru Er kalanım, İstanbul’a Er olanım; Fuarsız İstanbul’uma Haydarpaşa Kültür ve Sanayi Fuarı! (*) İnternetten 3D-Görüntülü Hareketli Haydarpaşa Garı Vidiosunu mutlaka izleyniz. |