„HTŞ LİDERİ COLANİ SON 1 YILDA ROCK YILDIZI OLDU;
HTŞ yönetimindeki İdlib’deki İslami yönetimin başında bulunan Muhammet el Beşir’in Şam’da geçici hükümetin başbakanı olmasıyla birlikte Batılı ülkelerden El Kaide ve El Nusra bağlantılı cihatçı örgütle diyalog sinyalleri giderek arttı.
ABD’nin 2018’de HTŞ’yi “terör örgütü” olarak tanıyıp örgütün komutanı Ebu Muhammet el Colani’nin başına 10 milyon dolar ödül koymasına karşın gelinen süreçte terör örgütü liderinin cüppe ve sarığı çıkarması, Batı medyasına konuşması ve süregelen değerlendirmeler “HTŞ meşrulaştırılıyor” tezini kuvvetlendirdi. “Radikalliği bıraktığını ve daha ılımlı bir İslami yaklaşım benimsediğini” öne süren HTŞ’nin terör örgütleri listesinden çıkarılabileceği yönündeki iddiaları değerlendiren Prof. Dr. Burak Küntay, ABD’nin PKK’yi de terör örgütü olarak kabul etmesine karşın YPG ve PYD’ye destek verdiğini vurguladı.
***
Baas yönetimi devrildiği için Suriyeli sığınmacıların döneceği yönündeki görüşleri de yorumlayan Küntay, “Göçmenlerin geçmesi için üç günde yeni hayat kurulur mu? Bir gün düzen kurulacak ancak şu an değil. Bir Suriyeli, Esad’ın gitmesiyle ülkede düzeni net bir şekilde göremez. Bunu görmeden Suriye’ye akın akın gideceklerini düşünmüyorum. Huzur ortamından henüz emin olunacak bir durum yok. Türkiye Cumhuriyeti devletinden de resmi olarak ‘şu kadar mülteci döndü’ şeklinde bir açıklama yapılmadı. Veri eksikliği var” ifadelerini kullandı.“ (12 Aralık Perşembe günü Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan Sayın Doğa Öztürk‘ün Google-News haberinin baş ve sonundan alıntıdır. Haberin tümünü okumanızı öneririm. NOT; Şiirim, bu çelişkilerin izdüşümüdür.).

Sığınmacı’lar yurtlarına dönüyor,
tabiki dönecekler
kalanlar kaygılanıyor,
onu kendileri bilecekler.

Değiştirmedikçe kılığını,(*)
Kara Peçe altında tuttukça
kadınını-kızını
farkedilecekler toplumda
zengin Arap ve
kalan Suriye’li vatandaşlarımız.
Onlara halkımın göstereceği tepkiye
tabiki bizde katılacağız.

Dönen-dönsün, dönmeyen beklesin,
-biraz daha Türkiye’de kalsın-
ama bu uğraşın tek galibi sensin,
ve sen olacaksın
Umudun Adı !adın.

Biz Laik bir ülke kaldıkça,
Atatürk Devrimleri yürürlükte oldukça
vede kadın-erkek
eşitlik için birlikte
uğraş verdikçe;
Battıkça ekonomi, arttıkça sefalet,
yok olup yozlaştıkça
Hukuk, eğitim, kültür, sanat ve bilim...
Eminim,
kalanlarda kaybedeceklerdir
ve sonunda çekip-gideceklerdir!

Hakkımız olan
eşitlik ve adaleti
tekrar alana dek geri;
Bıkmadan-yorulmadan
dirernelim ve tek vucut dayanalım,
Umudun Adı Kadın.

(*) ŞİİRİN HİKAYESİ’ndeki yazıda açıkça belli olduğu gibi; Bana “bu işte Emperyalist Güçler’in parmağı var gibi” geliyor . Hükümetimizin tutumu ne olursa olsun Laiklik ve Kadın-Erkek Eşitliği’nden asla vazgeçmemeliyiz.