DEVRAN (9)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın “ ***
Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan’ın umutlu olmamasının başlıca nedeni, yapılan temaslarda Kandil’in ve İmralı’nın istemlerinin kabul edilmesi olanaksız maddeler içermesi. Öcalan’ın geçmişteki deneyimleri ışığında şu istemde bulunduğu konuşuluyor: - Bu aşamadan sonra her şey yazılı olmalı. Geçmişte ne tür diyalogların geliştiği ayrı konu. Bunların bir kısmı kamuoyuna yansımıştı. Ancak Öcalan’ın iktidarın söz vermesini yeterli bulmadığı, her türlü öneri ve kabulün belgeye dökülmesini istediği, bunun yanında Batı ülkelerinden bir gözlemciyi de eklediği konuşuluyor. Kandil’le yapılan temaslarda ise istemlerin şu noktalara geldiği bilgisi var: - Bölgede federatif bir yapı oluşsun. - Yerel parlamento kurulsun. - Bütçenin yüzde 30’u bu yapı tarafından kullansın. - Kürtçe ikinci resmi dil olsun. Bu sadece yerelde değil tüm Türkiye için geçerli olsun. - Askerlik isteğe bağlı olsun. - Bunların karşılığında PKK tamamen silah bıraksın. Sonrasında hiçbir hukuki sorun yaşanmasın. - Alınan kararlar ortak açıklansın. Temel muhatap Öcalan olsun. İktidar bunları kabul edilemez buldu. Yeniden altını çizelim; geçen hafta yukarıdaki değerlendirmeler bizim açımızdan tam oturmamış bilgilerdi. Ancak Erdoğan’ın, silahları bırakma, uzlaşma noktasına gelme konusunda yeni bir durumun olmadığını açıklaması, umutlu olmadığını vurgulaması bu bilgilerle örtüşüyor. Erdoğan’ın “Tablo umutlu olmamıza izin vermiyor” cümlesi kapıların bir ölçüde kapalı olduğu anlamı taşırken “Alternatifleri gündemimizde tutacağız” cümlesi de önümüzdeki günlerde her şeyin olabileceğini gösteriyor. ***‘ (Sayın Yazar Mustafa Balbay‘ın 28 Kasım Perşembe günü Cumhuriyet Gazetesi’nde SÜRECİN ŞİFRELERİ adlı köşe yazısının ortalarından alıntıdır. Yazının tümünü okumanızı öneririm.)
Anlamadınız mı hâlâ
çoktan kaybettiğnizi? Gelin daha fazla yormayın bizi, edebinizle çekip-gidin! Belki oy alırım diye sakın el atmayın Kürt Meselesi’ne; Onların isteklerini karşılayamazsınız artık,(*) ne gücünüz nede ömrünüz var o kadarlık. Onca İnsan öldü, -acımasızca her iki taraftan- onca aile evinden-yurdundan sürüldü; yaban ellere -Kürt olmaktan, Kürtçe konuşmaktan- Sen Öcalan‘ı kürsüye çıkaracağım diye onlardan oy alamazsın, iktidarda kalamazsın! Yeni bir DÜZEN de istemiyoruz artık -bence bu çok muzur bir kelime- yalan ve oyunlarınızın farkına vardık, ki DEVRAN değişecek olan; Konuşurken Kardeş Kürt Partisi Meclis Kürsüsün’de. (*) ŞİİRİN HİKAYESİ’ndeki olası maddeleri lütfen okuyunuz. |