Geri dönardıma dönüp baktığımda gitgide griye boyanıyor portakal rengi yitiyor gökyüzünün derin, çamur sulardan çıkan ayaklarımız birbirine dolanıyor kararıyor hava düşlerimizin inadına inadına mavinin sonsuzluğuna göz dikiyoruz oyun oynuyor çocukluğumuz pamuk helvası bulutlarla elimizle yerleştirmek istiyoruz ay’ı görüntü alanımıza topluyoruz kucağımıza kayan yıldızları serpmek üzere geleceğin başına ağlamayan bir gelin başı olsun istiyoruz gözünden yaşı hiç eksilmeyen dünya’ya bacadaki dumanla evlerin ağusu çıkıp gitsin kendi mutluluğunu üretsin evin havası çocuk kahkahalarında başlayan duvarlara çıkan parmak izleri kapı tokmağında sevgiden titreyen el’ler kalmasın sıcak bir dokunuşunda geçmişin yerini alsın bugünün resim çerçevesi içinde arkana baktığında beni gör yar en mavi giysin olsun üstünde en pembe gülüşümle güleyim dönüp geleyim yeşil bakışlarınla alacalı ördekler yüzsün suyunda geri gelsin mevsime aldanıp uzak iklimlere göçen kırlangıçlar 26. 04. 2014 / Nazik Gülünay |