/ Ay ışığı saçlarıyla süpürüp parçalarını toplar/Güneş saçlarını dağlara tararken Köprü altlarındaki çocukların üzerinde çiğ taneleri var Çocuklar var bolluk içinde büyür Çocuklar var Başına kırmızı duvak geçirilip hayalleri berdele kurban verilmiş Çocuklar var çamurdan tezekten tenekeden oyuncakları Üşür nefesiyle ısınır yorgan altında yapar ev ödevlerini Çukurovanın kavurucu güneşin altında katıktır domates ekmeğine Yerken besmeleyle şükür eder Çocuklar var yeni doğmuş Günahsız memesi ağzından alınıp cami avlusuna bırakılan Dökülüyor yüreğimden ölü çocukların sessiz gözyaşları Hiroşimada halefçede uyur büyümez çocuklar Çocuklar var Öksüz coğrafyamızın üstü başı toprak kokan çocukları Geçimleri kaçakçılık yolları meşakkatli Yolları mayın ,yolları kâfir , Yolları ölümcül tuzak Yolları çile çiler gecenin koynu ayaz hayın Yoksulluğun gözü çıksın feleğin onları unutmuş bir lokma ekmek için çay şeker için . O çocuklar bisikleti bilmez katır sırtlarında büyümüşler Bir damla mavi düş uğruna Vuruldular karanlığın koynunda Okulları tek odalı bütün derslerini ucu kıvrık bir defterde toplarlar çantaları naylondan Dilleri mimli Umutları yollarda pusu kurmuş , Dünyada eza cefa hep onlara Elleri yüzleri soğuktan buz kesiği Uçurtmalarının kuyruğu göğün kuşağından Feleğin çarkına takılmış Kırk düğüm olmuş ipi bir daha hiç açılmaz Çocuklar var Roboski’de vurulmuş güvercinler gibi kanatlarından Failleri ise hep meçhul , Parçalanmış pantolonundan elli lira çıkar katır kirası Babası toplayamaz parçalarını kor mamo derler Gözlerinin retinası işkencede yırtılmış Anaları bulamaz dağılan ciğerini Ay ışığı saçlarıyla süpürüp parçalarını gecenin kuytusuna saklar Dağıttılar nâr taneleri beyaz karlara Milenyum çağında katır sırtlarında taşınırlar İki odalı kerpiçten evleri ve bir damla mavi düştü tek suçları Kürtçe ağıtlarla yıkanıp sarıldılar ak kefenlerine gelincikler açtı Analar çocuklarının kaybolan yüzlerini aradı yüreğine közlü bir hançer saplandı Çocuklar var Umutları geleceği göğün rahminde çürüdü Kırılası sapık kirli eller uzandı onların Gül kokulu saçlarına Yıldızlar lâl ve sağırdı duymadı bir kızın çığlıklarını Gecenin elleri yoktu uzanıp ana gibi sarsın koynunda uyutsun .. Öldürülüp ormanların izbe yerlerine atıldılar Babasının gözyaşları içinde kurumuş Ah ! O anneler gözlerinde yaşlar yüreklerinde hep buhurdanlık var ....../ nurcihan |