5
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
2325
Okunma
Bilmediğim bir şehirde aşina bir kaldırımdan geçiyorum şimdi,
Mevsim yaz,yürekte fasl-ı hazan....
Sahi
Seslensem duyar mısın sesimi?
Bak kaçıncı gidişleri saklıyorum avuçlarımda,
Sıkmaktan kanattı tırnaklarım ellerimi
Hala özgür bırakmayacak mısın vedalarını?
Çok kızardın değil mi uzun tırnaklarıma?
Oysa bayılırdın ellerimin yumuşaklığına
Yüzünde eserdi bir garip kıskançlık bulutu
Ve ben zevk alırdım seni sinirlendirmekten...
Sek bir öpüş isterdin dudaklarımdan
Kimi zaman ellerin
Kimi zaman bileğin tersi peçete olurdu kırmızı boyalarıma
Ben içten içe gülerdim hep sana
O ağır duruşunun ardından
Bayılırdın aslında çocukça şımarıklıklarıma
Sen susardın
Ben şakırdım durmaksızın inadına
Anlatılmaz bir haz olurdu bende suskunluğun…
Olağanüstü olmasa da
Bir gayret gizlemek isterdin gözüne ilişen çakmakları
Ben yanardım o ateşle
Yine renk vermezdim...
Hadi
Bir şimşek yolla senden
Kendimi bulayım yeniden...
Tırnaklarım yine uzun
Frence moda olduğundan beri
Kırmızıya boyamadım hiç
Belki hatırlattığından daha çok seni
Dudağımı da kırmızı yapmıyorum gittiğinden beri
Pembenin tonları dolaşır üzerinde
Hayallerin renginden olmasından kim bilir...
Kara bir ömrü kefen biçsen de bana
Dokunamadın işte hayallerime
Tek buluştuğumuz noktaydı
Papatyalar
Ve
Hala bir demet sunan çıkmadı senden sonra…
Canan Korkmaz/İZMİR