Hava Güzel
soruyordu düşünce sizlik bir durum yok
sakat sahnenin şaheser gülücüğü acısını eksiltmek için iki tırnak mengene bastırılsa soğuyup beyazlaşacak aşk telaffuzu yok kaçan bakışmaların göz göze damlatılır bir sevgi rast gelirse tüme varan arzuların teninde bir kudret rehaveti his şefkatiyle akmak dağlara doğru sarhoşluğumuz hangi renge dönerse ağrılarını sırtında taşıyanlar için kaçamak bakışmalar tasarlanıyor imge parmaklı bu mantığın düzleminde hava güzel yağmur var güneş yok yürürken belirgin olmayan saçlarının dans eden ucu çekingen gülüş tonuyla arkayı gözlüyorsa az öncenin adımlarını durdurmam gerek ve kısa kısa sahillerin dalgalarıyla dalgalanan yarı uykulu halim bul bakalım dudaklarını nereye sakladı gece. |