Hüzün-İnci Çiçekleri
Hüznüm yağmurlara benzemezdi
Fırtınaydı yüreğimde savrulan Acı kırmızı işveler çehresinde Hüznüm yağmurlara benzemezdi Lisanı yoktu evlerin çatılarında üşümeye Örtseler kızıl, açsalar sırat-ı müstakim Hüznüm günahıma benzerdi Günahım sevabıma Koyu toprağa vurulan külünk İnmezdi bu yüreğin vakfesine Sarsalar indine bir hurma yaprağının Bana bir damla fısıldamazdı gök Karıncanın iffetini Uhuvvetin aşını Girizgâhlar dehlizlerinde Kasidelerce kulağıma çalınan Hüznüm Hüznüm günahkârdı Dizlerimde kadife örtü Kirlenmezdi, yırtılmaz, aşınmazdı sütreye Yavan kaldırımlarda yapraklar Açık yeşil tonuyla iğrenirdi bedenimden Toprağın kokusundaki ses Haşir vaktinden göz kapaklarımı açan nur Birden kararırdı hüznüme Hüznüm yosun tutmuş insanlara İbretlik bir intihardı Hüznüm inci çiçeklerine benzerdi Ve ay çekirdeğine Bir başak aşağıda rezilliğim Bir çiğdem yukarda âlimliğim Yağmurlara bezenirdi ancak Bir çocuğun annesizlik feryadına Bir annenin evladını okşamasına Hüznüm bir firavun secdesiydi Bir Peygamber için yaratılmış örs Yağmurlara benzemezdi Putların darağacında kireç suyuna batırılan Bir kıyamet sancısı Hüznüm Hüznüm yağmurlara benzemezdi Ahmet Serdar OĞUZ / TOKAT |
Keyif aldım okurken, yüreğine sağlık
__________________________________________Saygılar