11
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
1735
Okunma
eski sokağından geçiyorum yalnızlığımın
titreyen ellerimle açıyorum
hayatımın sana bakan penceresindeki evin demirden kapısını…
karanfil kokuşlu bir çiy düşüyor saçlarımdan sineme
geceden kalmış sanki serinliği
hangi mevsimin kapısını çalsam
kapanır şimdi yüzüme
gönlüm hep kayıp bir mevsim derinliği…
en çok mavi yağmurlarda ıslanmayı sevdik biz seninle
kimse görmezdi seviştiğimizi kelimelerin içinde
caddeler taze toprak kokardı anaç kadın güzelliğinde
kimse bilmezdi ağladığını sessiz harflerimizin ayrı ayrı dillerde…
çiçekçi kadınlar polen taşırdı bir semtten bir semte
mendilleri uçuşurdu dilencilerin camiler boyu
kimse duymazdı çocukça gülüşlerimizi
saklanırken hecelerin içinde…
sen benim en eksik kaldığım
en suskun yanım
ömrüm boyunca tamamlayamayacağım
bir şiirsin belki de…
ve şimdi biraz mağrur
biraz çaresiz
ayrılmalıyım bu sokaktan
hayatımın sana bakan penceresindeki evin
demirden kapısını kapatırken sonsuzluğa
ellerim değil bu kez
yüreğim olsa da kuş gibi titreyen
gitmeliyim
kal demediğin için sevdiğim
en eksik ve en suskun yanımla
bakmadan ardıma…
Sev_tap