rabıtadüğümü sahibi çözer deli aklına şaşar zamanında yol alınca her mesafe kendini aşar kapat gözlerini düşün öyle bir çukur ki düştüğün gamzelerimdeki hayat şehri mevsim boğar güneşi bulut aklı hayal öyledir yar ellerin ah belalı başımın tasası devasından bihaber genzimde karabaş otu yaşamak denen acı uzanıversem taşına her saçı yıkayan suyun son dileği sen olsan dilek ağacında çaputun yine de ölüm reisidir hiçin vakti gelince çocuklar dut ağacından düşer dizi yırtılır urbaların babasızın rengini Tanrı o dakika kızıla boyar elini verir kolunu alamaz kör talihin üvey anası beşiğini deprem sallar büyümemiş şairlerin |
derinliğin tarifi bu olsa gerek...
sevgimle