Filizkaybolup yitme zamanım geçti bir şiirle kalın kitaplarını önüme koydu yaşam karanlık bulutların arkasından güneşin seyirmesini izlerken gördüm düşlerimi çevirdikçe sayfaları, aktı insanlar güzel, çirkin- iyi, kötü bütün yönleriyle ırmakta her zaman temiz sular akmadı beton dökülmüş sular kanlandı, karalandı korkulu düşler sundu bana çevremi saran çimentosu insanı değin az inşaatlar yolumun üstünde diktiğim çiçekler açtı bir yanda kurtuluş nutukları atılırken diğer yanda insanın çürümüşlüğü daha çok düşün dedi beynime yaşanmışlıklar önünde çözülür düğümünden ülken emekle her açıdan bakmak gerekti söz gelimi gecekondu olduğunu öğrenmek Ak sarayın kaç Atatürk doğuracağını bilerek kulübeler içlerini dökeceklerdi bir gün üstlerini örten betonlardan fışkırarak filiz filiz ve üstü örülemeyeceğinin fikrin, düşüncenin Türkiye’nin bir doğu’luk olmayacağını ve oradan zaptedilemeyeceğini güneşin! 09. 02. 2015 / Nazik Gülünay |
eskaza kökünden sökülmedikçe kesmek
ya da budamak yeniden ve daha taze daha gülçü olarak ayaklanması demektir ki adımdan biliyorum yıkılmaz ama güçlenir
yetmez güçleri
saygımla