KIRILMA
Düşmüşlüğümden
düşünmüşlüğümden dökülen kirpiklerimden asıldı aşk Akşamüstü kahkahasında boşluklarına çarpan karanlıklarında gövdemi anlıyorum Bugün perşembe yerde kar var üzerinde acımasız ayak izleri gökte ay konuşmaya batan susma Hüzne bulanan neşe ve keyfi kaçan bir portakal ağacı Yalnızlık Ben ikimizden biri olmayı diledi hangi sözcük ateşe dönmezdi ki şimdi kalemin ucundan kenarından kuytusundan gecenin Hayata boşluğa susmak tenin gözden akması yürek taşması cinayet dirilmeleri içerde Vardiyasız saatler Ağzının sıcağını beklemek acı güzelleşene dek Gidecek kimse kalmadı terkedecek bir şey de çünkü dilsizdik çünkü canımız yırtılıyordu yaramız vardı |