Çift Yönlü Acı
sessiz durmasından korkuyorum zamanın
çıt çıkmayan bir konumda yaklaşan rüzgarın cüssesi aklımın en romantik sancılarını dağıtıyor umursamadan tek başıma bir kentin özlemini büyütmek büyütürkende büyüyen aşka susmak zor iş sessizce akmasından kaygılıyım zamanın ve hesabım tutmuyor kendi içimdeki çığlıkla az önce belkide belkide sonradan olacak bir hal ama nereden geldiğini bilmediğim olduğunu hissettiğim bir yalnızlığı bekliyorum sessiz zamanın ayarsız kalışı derinleşiyor ruhumda bin kere tövbe edip sonra yeniden ayaklarımı uzatmaya benziyor günaha kasılmış belkiler ve keşkeler artık kabuslarımın hayati belirlemeleri gibi uzak düşlerin ölü vaktinde ter içinde uyanamamak rüyalardan belkide kendime ayıramadığım bir anlamdır çözemediğim ayaklarımı uzattığım sislerin arasından göremediğim yüzlerin tek celsede düşüp yerle bir olduğunu bilmeden bildiklerimi manalı sanarak kendimi kandırdığım bir yalanmışım ama farkında olmadan sadece yaşadığımı sanarak işte belkide rüyaları benzerlik taşıyor diye hayallerle hayallerin düşlerinde tanışmışım seninle avuçlarına bir kasırga sığdırdığını avutarak yüreğime anlatmışım oysa ki ne kasırga vardı ortada nede yüreğime söylediğim sandıklarım kıyasıya bir durum aldatmacasıymış bu savrulup durmuş aşk diye yorumladığım senin kıyılarında başka telaşlarla karşılaştığım günlük dertlerimde birinden sorsam olduğum vaziyetin son düşsel vurgularını derki çoktan ölmüşsün ama öldüğünü ispat için yaşamaya vaktin yok suskunluğumdan kalan tılsımlı suslar dökülüyor dudaklarımdan ağır çekimde adımlıyorum caddeleri gecenin en arsız vaktinde koyu kıvamlı saf bir efkar ki dolaşan damarlarımda ve öne eğik başım kulaklarım rüzgarın fısıltısında göğe bakıyorum sonra, simsiyah bulutlara karanlığın ortasında ay ışığını nasıl da süzüyorlar inceden soğuk içine işliyor köşebaşında ıslanmış bir kedinin ayak izlerimi sürüyorum caddenin her köşesine tam burada, orta yerinde caddenin bir avuç zaman tıtıklayarak asılı kaldığım şeytan tuzaklarından sonsuzluğa kapanıyorum tanıdık gölgeler sarıyordu aramızdaki çıplaklığı ve sen karanlığın cazibesine kapılıp kayboluyordun ben o günden beri kanayan dudaklarıma büyük harflerle iki taraflı acılar ezberletiyorum |
avuçlarına bir kasırga sığdırdığını avutarak yüreğime anlatmışım.