Gönlüm Put Değil ki KırılsınSabah sisine bürünmüş dağ gibiyim bugün adı sanı olmayan öylesine bir dağ... Adres değiştirmek istiyorum gelinciklerle endişem süzülüyor aralardan. Seriyorum kar toplamış anılarımın üzerine milyon yapraklı gülleri, ince bir yorgan gibi... Alıyorum akide şekeri dünyayı ayaklarımın altına Sade bir ölüm güzelliği ile askıda kalıyor zaman.... Salınıyor usumun vadilerinde yaban arıları patlıyor ellerimde beklentimin aceleci tohumları. İçime işliyor doğanın dağınıklığı. sarılmanın bahanesi oluyor mevsimler... Zalim uçurumlar çizilse de haritamda boşuyorum bir celsede kendime çıkan yokuşları Göğün kumsalları vuruyor yüzüme sıcaklığından öğreniyorum ısınmayı.. Ve canımla tartıyorum gülümsemeyi... Kimsesiz bir mücevher parlayıp dursa da gözlerimde Kurnaz kafiyeler yuvarlanıyor yamacımda kırlangıç kuşunun şefkatiyle... Göğsümün çalılıklarında açıyor pelür bir menekşe renk tayfında dönüp dönüp bir yıldız gibi iniyor ürkek merhabası ile... İpini kopartmış beyaz bir uçurtma ağır ağır dalgalanıyor burçlarda. Akbabaların çember çevirmelerine inat duygularımın güvercinleri kuşatıyor her yanımı Karanlığı bağlıyorum adak ağacına Delirmeye demirli yüreğim çünkü. Mavi gözlerini diliyorum gökyüzünün. Yediemine bırakılmış özgürlüğün can kafesinde buzdan çiçek açıyor ak pak uyanışlar... Kıpkızıl dudakları ile uykuya dalmadan zaman. Hazla süzülen kelimelerin güneşi doğuyor Eğilip öpüyorum geceyi en mavi yerinden siliyorum elimin tersiyle bin yılı kanatlı düşlerin kalemi ile... Günleri gece ile karıyorum kayboluyorum şiir denen duvarın harcında zamansa vuruşların ardında... Yürekler çaprazlarda kaybolsa da esin perisini alet ediyorum hain hayallerime. Ayağa kaldırıyorum harfleri boğuluyorum sırlarında cümlelerin... Her satırda sonsuz ben’ler koyuyorum boşluğa Bazen güneşe uzak,bazen de geceyi yakıyorum bir kedinin kuyruğuna basar gibi yazıyorum aşkları Geçikmiş bir müsamere yazdıklarım binlerce yıldız çaksam da karanlığa Çarmıha gerseler de bedenimi gönlüm put değil ki kim kırar kalbimi hep bir papatyadan eksik çekse de sevdam... Kafka öyküsüne saklanmak olmadı hiç amacım. İç çekişlerimi kışkırtsa da kısa boylu adamım. Ezeli bir fay kırığı gibi kımıldayıp durdukça yazma isteğim her şeyi kazanç bilirim kaybettiklerimin uğruna ... Kaybolmayı kaybettiğim anda karşıladıkça beni herkes... Ferda Özsoy Şiirime ses olan Sayın Mutlugil Hocama çok teşekkür ediyorum.Nefesinize yorumunuza sağlık efendim.Var olasınız.. |