Erik ağacıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yıllar önce yazığım çocukluk erik ağacı şiirimden esinlenerek..
çocukluğum erik ağacına bakar koyun koyuna kiraz ağacıyla türkülerle sallanır elma ağacından düşlerin göğsüne göğsüne yazar rüyalarını dalda bir erik çatlar annem güneşin altında çalışır doyuracak gibi bütün dünyayı terler bir sofraltılık yer için yıkamadan yer toprağıyla soğukluk der alır ateşimi bir evcilik oyunudur yaşam bir türlü kalkamaz erik ağaçlarının altından göze dal batar kulağa böcek kaçar orada oturur çocukluk kalmaz salıncak kurulan elma ağacı kirazlar sökülür yere çırpılan kara erikler kalır düşlerimizin çocuk bölümünde babam götürür pazarda satar pestilini çıkarır annem çocukluğun damında otururuz ordan göz kırparız güneşe aşağı atlasak bir kar yığınının içine kayarız sokağın çıkmazından daha çıkmaz yollara götürecek yerlere eski karları özleriz özlediğimiz gibi erik ağaçlarını aslında özlediğimiz muttur, sevgidir anne babamızın serin gölgesinde ağaçlarca uzatmaktır kollarımızı özgürlüğe koşarız öndeki topçu arkadaki bokçu neden girer bu öne geçmek isteği o en lekesiz günlerde ne çıkar geçse erik ağacının yaprakları, kolları kiraz ağacını oturur çocukluğum her yıl çoğalan erik sürgünlerinin yanında orada annem güneşe kafa tutar 29. 12. 2014 / Nazik Gülünay |