İçime Sinen Sıcaklığın
çocuk çok bilmiş
ışıklar içinde gördüm onu sarışın tutucularla kanatlanıyordu çabuk geçen her şey için bana aittir demek demek böyle bir şeydi şehri adımlarken ve kaldırımları yanlış harfler bulup sözleri başka yerinden tutan değişen yağmur safhaları detay bu ya ıslanırken parmağında bir his ötesini hatırlamadığın masal oluyor yürümeye devam edersin yahut başın kalbine gömülüdür iç sesin çağırır konuşur ağırlaşır karşı çatıda güvercinler bu akşam şemsiyelerle mutlu olacak desem gülümsersin ne de güzel konuşuruz seninle içime sinen sıcaklığın aldanmıştır ferah sokağının başında bu yolun sonunu görmeye hevesli küçük adamlar ve adımları ve o kadim boşluğun sarhoş kardeşi boynunu büküp bize elveda dedi biz silik tabelalarda ismimizin yok sayıldığını biliyorduk belki de başka ülkelerin çocukları gibi anlaşılmayan sesler çıkarıyorduk bir vapur gürültüsü inmeye hazırlanan demir bir uçak kabahat sayılabilir hiç bir şey bilmediğinizde ama susarak bana baktığınız için teşekkür ederim ağız yarama süs olsun diye yeni acılar buldum kendime. |
şemsiyeler mutlu olacak diye yağmalı biraz daha..
ne güzeldi şiir.