Katile bile sığınaktı hani uykularKatile bile sığınaktı Hani uykular Bak süngülerle girdiler düşlere, Yürümesin diye Beynimizin içindeki dağ Kıyameti çattılar Kaşlarımız üstüne Şimdi kayboluyoruz Musa’nın Nil’inde Tur dağı gölgesini öfkeleştirirken Sessizliğimize Ebabillere park yeri oldu Yastık altı akşamlar Unutulan bir şey var Son istasyonda mı oturur kabil, Bak heybeme Kuş sesleri dolduruyorum Her gün batımında, Veda ediyorum Avucumda kaybolan kente Biraz hallaçla saydık Bulutları sürgünde, Kaf dağından bir cemre Düşmeden yüreğimize Bu bir maceraysa Gökte yürür adamlar Elbet yürür Elbet maviyi bulmak için Yıldırımlara asarız ceketimizi, Çıkarıp içinden bedenimizi Şimdi uykuların vitrininde Mola veriyor, Oyuncak trenlerle Sonsuzluğa seyahat edenler. Şu sokak lambasını kırın çocuklar, Biraz daha karanlık olsun Işıktan korkar bu kentin sakinleri Mağripten, maşrığa açılsın sahnemiz, Kalburüstü oyunculara alkış Zulüm bitmesine bitmez ya Koy yaşadıklarımızı bir kefeye, Biraz daha şafağın karnın deşmeli, Biraz daha güneş dökmeli karanlığa Haykırmasını da bilmeli yürek Bayrak gibi dalgalanmasını da Sevda isyan olmuş Zulmün bağrından Gök gürültüsüyle pusatlar Çıkmalı kınından Bir canavarla dudaklarımı Emziren çağ Bir Nuh tufanında kapanmalı Zalimlere sığınak olmamalı Yastık, yorgan uykular. |
Biraz daha güneş dökmeli karanlığa
Haykırmasını da bilmeli yürek
Bayrak gibi dalgalanmasını da"
biraz daha... biraz daha... bütünüyle güzel bir çalışma. kutlarım