bengisu’’ kim vurduya gitmiş olamaz aşk güne uyandığında toprağımız ’’ ve sen gidiyordun titreyen bir günde ben kalıyordum köle pazarında kimsesiz çünkü yapraklar en çok üzüldüğü yerden kopuyordu çünkü büyük yalnızlıklar umudun kırıldığı yerden geliyordu yağmursa yine yağıyordu su taşkını sel baskını seve seve boğuluyorduk çünkü biz kadere inanıyorduk çünkü böyle diziliyordu merdivenler üst üste her basamak bir öncekinden kaygısız ve rahat kısma sesimi gökyüzünden bir kuş uçtu kalbime ninniler dinleyeceğim daha anamın ağzından solup gidecek kederi sonbaharın yaslandığım buz gibi duvarlardan ayrılacağım doğmadan ölmenin acısına ağlamayacak gözlerim bu kasım doyacağım adamakıllı yani kal ben sana inanmayı seçtim göğsünden koptuğum günde dirileceğim |
su taşkını
sel baskını
seve seve boğuluyorduk
nasıl samimi
dilinizi cok sevdim,cok sevinçliyim, kaybettiğim bi seyi bulmuş gibi....