VAVEYLAki ben bir hasat mevsimi daha büyüyeceğim sana s’ağır kalırsan küs öleceğim bütün sabahlara açılan bir kucağın zamansız kapanması gibiydi hayat bu öyle bir his ki aidiyet duygusunun olmadığı ışık hep en karanlık yerinde duruyor şehrin ve damla hep olmadık zamanda değiyor toprağa bir hayaldi yazılan mektupların ucunda tüten bir de eylül kaldı aklımın izbelerinde saçlarıma dolaşık ağzı yüzü yırtık bir resim tırnak ucu bağrımı yırtan iğne deliği ilmeğin geçmediği dahası eskimiş bir yama ömrümü boğan düşün içinde olgunlaşan ateşti sen görmüyordun suya doymamış toprağın çatlaklarını nasıl kanıyordu yara kabuk tutunca içten içe bir kent daha düşleyeceğim ikimiz için üzülme bilirsin ki senin için duruyor akan sular senin için dağlar devriliyor ovalar yeşeriyor ardı sıra bilirsin ki sen yoksan bir yanım noksan hadi kaldır başın yerden farz et o ben değildim bu akşam giden zamanın durma noktasıydı inandım ve yandım sesim düştü çığlık çığlığa bir kuş uçumu say ki düş kurumu bu bağ bozumu usandım çünkü güncesizdi kayboluşlarım |
inandım ve yandım
sesim düştü
çığlık çığlığa
bir kuş uçumu
say ki düş kurumu bu
bağ bozumu
usandım
güzel, kutlarım