Oksimoronhep bir şeyler eksiktir yaşayan ölüler için ve hep kurbandır onlar ne hayata karışırlar ne var olmaya dayanırlar.. çünkü ölüm olağan yaşam karmaşık... terör hacimsiz geziniyordu dünyada, ateşle konuşuyordu mezarlıklar yeryüzünün kederini çekenlerle çekip gidenler arasında kalakalmıştım acımasız kokuyordu yarın yani o kadar da savunmasız yutkunamamıştım çünkü ’ çocukluk’ çıban gibiydi içimde gökyüzüne bakmadan gökyüzüne bakamadan bir bitkinin iç sıkıntısı gibi oracığa büzüldüm toprağa değdi dudaklarım dünyanın çekirdeğine seslenmeliydim ya da üzerimden geçen rüzgara sözcüklerim mucize bekliyordu ya da sır kıyamet kopmadı yağmursuzluktan ölmedim biraz bulut sayıkladım iyi de neden uyanıktım susuzluğum aklıma geldi o an küskündü ağzım ağaçların ve dağların ruhunu giyinmiştim aynı kavruk bilincin içselliği nabzın atışı ya da dorukların sisi nice ş/aşkınlığın mahrumiyeti yani yalnızlıktan yıkılmayan gövdeler yani farklılıkla donatılmış masumiyet göğün kuytusunda dünya yorgunluğum madem bulamadı göğü esirgeyen dili kaynamış zaman, baygın bahar aşkına öğret Tanrım bana tahammülü... |