Ester'e doğru
ester! bizim ester
anka sürüsünde bir garip serçe sıradan dudakları yani insaoğlunun ve olağan nefesler alıp vermesi yaşaması, ve ansızın ölmesi yeni kelimeler doğar gibi yeni harflerden söyleriz sustuklarımızı yeri gelince ester! bizim ester... bir bilinmezin alacaklısı eski nehirlere haykırdığım hep adın sarı sıcak bir nil resmine kirli bulanık bir ganj çaresiz müritleriyiz yani kadim doğunun bir olmayı terkettik, korkmuyoruz firaktan volgada solan çiçekleri eski insan soyunun yeşeriyor bir bıçak gibi şimdi yetim fırattan? yeryüzü diyordum ya... yeryüzü işte... duvarsız, amansız bir zindan kaçarım kaçarım... kurtulamam sana doğru olmaktan söylesene bizim ester! bu kaçıncı kahroluş? bu kaçıncı yüz çaldığın kadınlarımdan? hem kaçıncı savaş? ardında kimsesiz, kör çocuklar bırakan |