4
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1088
Okunma
Gözlerinin turnası vurmak için nereyi
Bu yaşamak denilen taş ağırlaşıyor avuçlarında
Rahat bırak…
Bilmeye gittin mi hiç
Sevmenin gökyüzü nasılda açıyor kapılarını ardına
Bastığın mavilik bulaşıcı, her kişi yanlış
Gittiğim şehirler uzak mı hep
Kaldırımlar vuruyor bak çocukların başına yine
Sessiz bi sokak olsun bizim uykumuz herkesinkinden
Ve kan sadece gülün rengi olsun
Kimin şarabı akmışsa aşka sarhoştur bundan böyle ruhu
Çölün yağmurlu kanatları neden olmasın
Göğsüme dolanmışsa esmer kolun
Ve unutmuşsam yönümü çoktan
Neresi dersen orasıdır doğu
Yok aslına dönmüyor hiçbir şey
Başkalaşıyoruz daha
Rüzgar taşıyan kadınlar hep bi yorgun
Kirpikleri ağır geliyor uykularına
Kendini ne kadar bölse o kadar az
Ağlamak için bekliyorum geçmesini gülüşümün
Kapılarını elden geçirsin biri dünyanın
Kendi bedenimde güvenliğim yok
Çığlığımın boyu uzun
Kulaklarınız çakıl taşı
Keşke ile başlanan hiç bir cümle işe yaramıyor
Gömüp nazik boyunlarımızı sevgiliye
Haydi herkes kendi kuş tüyüne
5.0
100% (10)