Saçlarına Özlem
Yalnızlığımın ölüm çukuruna düşüp,
Sana seslenmek acizliğimin işi değil. Saçlarının güneşi kıskandıran yanını özledim. Hani gece düşer gibi siyaha dökülmüş ya saçların; İşte ben saçlarının örtüye kapanışını özledim. Parça parça emanet edelirken tenim yalnızlığıma, Açılan yaralarıma saçlarını sür, Kokun yaksın acımı, Harında yanayım ki yaralarım yok olsun. Tel tel dök cenneti saçlarından sabrıma. Ey eksik yanım; Eridğimi görmüyor musun ? Yüreğine ateş pahalasına damlamadı mı tenim? Yanmadın mı sende ben gibi. Bir kör misali yanımdan geçip gitme umarsız. Kokumu duy bari. Sırtına alıp hayallerimi, Kıyısına bırak huzurun. Yanına da bir tutam saçını da makbul kıl hayatıma. Kolay iyileşmiyor sensiz kalan sol yaram, Burnumdan da sökülemedi kahrolacası saçlarının kokusu. Ne zaman kabuk tutsa şu yaram, Saçlarına duyduğum özlem, Bir bıçak gibi etimden söküyor kabuğunu Bu yaranın. Geçsede izi baki kalır. Susma sol yanımın eksik yanı kadın ! Deniz koylarında, Kayaları kendine aşık edip, Sonra kaçıp uzaklaşan dalgalar gibisin. Köpük köpük bembeyaz. Bir berrak su gibisin uzaktan bakınca, Yaklaşınca kaçıyorsun. Ama ben susucağım ardın sıra. Dirhem dirhem hissetsem de sabrımı taşlıyan gidişini, Susacağım. İçimde koca bir dağ yığınına dönsede sukunet, Susacağım erisem dahi. Sen gittikten sonra çok şey değişti, Yıldızlar kaydı dileksiz. İki eylül daha uğurladım sensiz. Çatısı uçtu bu aşkın. Dondum. Çocuklar iki yaş daha yaklaştı olgunluğa. Ben sensiz bir yaş daha büyüdüm. Eylül ve gidişin birbirine ne çok benziyor, İkisi de beni yık’ıyor. Eylül tenimi, Ruhumu gidişin. Eylül’den şikayetçiyim sol yanım, Saçlarının esintisini bah’şetmiyor yalnızlığıma. |
belki bir gün dönersin diye
yokluğunda saman alevlerine emanet ettiğim ....
tebrikler ....