Mavi gülüşüyle giden kadın *Unuttum! Islak saçlarımla Yağmurların altında ıslanmayı. Ellerinin sıcaklığını Gülüşünün masumiyetini unuttum! Meğerse sen varken anlamı varmış Gökyüzünün İstanbul’un. Arka sokaklarında yıldızları kaymazken bu şehrin Kaldırıp attım birer birer kurşuna dizilmiş Zorla söylenmeye mahkûm bırakılmış "seviyorumları." Ben bir tek seni sevdiğimi bilirdim Birde yağmurlarda senin ayak seslerinle ıslanmayı. Kar yağardı saçlarına Sen başka gülümserdin. Omzuna düşen siyah saçların, Gözlerimi gözlerinde unutturan mavimsi bakışların vardı. Ellerinin ufak yanlarıyla sarardın tüm bedenimi. Korkardim taa o zamanlar seni kaybetmekten. Arada aklıma gelmiyor değil. Hep gidişlerin gibi... İnsan alışkanlıklarından öyle kolayca vazgeçmiyormuş sevdiğim. Mesela ben! Yıllardır içtiğim sigaranın haddi hesabı yok! Belki hatırlarsın belki hatırlamazsın bilmiyorum ama Kızardın her yakışımda. Başlardın söylenmeye. Alışkanlık işte! Bana ne katıyorsun Nasıl beceriyorsun bilmiyorum ama Her gün bir parça daha alışıyorum sana. Yokluğuna, vurdumduymazlığına. En ağırıysa gidişine de alışıyor yüreğim. Bir yabancısısın gözlerimin bunun farkındayım artık. Ama zoruma gidiyor! Olmuyor be sensizlik! Icerden içeriye bitiriyor beni hasretin. Yokluğun hiç çekilmiyor. Kulaklarımda duymaya alışkın olduğum sesin yok artık "Günaydın sevgilim " diye başlayan gülümsemeler de yok! Aah benim çılgın ayrılığım Deli yanım Çayı şekersiz içişim Ben sana "gitme " derken ağlardım be kadın! Sense mavi gülüşünle giderdin! |