arka bahçe sakinlerineŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 05.09.2013 tarihinde karalandı.
kadınlar hep yorgundurlar sonbaharda nerde nemli bir çimen görseler koşup oraya uzanmak isterler ve ihanet etmek için geçmişe çıfıt çarşısına dönen kalplerine abanırlar şiirler yazarlar sözcükler satınalırlar bu ticaret bu ihanet bu kaygı nasıl da aşk diye sunulur sonra nasıl da sarılıp sarmalanır kötü kokulu ağızlarda oysa yitmiştir sır bir kere uçmuştur kuş işe yaramaz olmuştur şiir ve bulunmayacaktır artık kalplere şifa dağıtan ecza ister nazımla yatılsın ister sefere çıkılsın cahitle ne oldu da umudun doruklarından yuvarlandı taş şimdi uhrevanın derin ve yeşil bir yaylası musanın koynundan çıkmış yed-i beyzası gibi leyla sanmak için kendini ya da zuhre diye sunmak için kuyulara avuçlarındaki kirli öykülerle hakka yakaranlar pusarak kendi içlerine yavaş yavaş cesaretle göğe diker oldu gözlerini.. görüyorum ve buna da dayanırım tanrım dayanırım parçalansa da çocuklar etrafımda çünkü etrafımda bir sürü beyonce ve aklımda büyük osmanlı rüyası duvarda kabe resimleri üç boyutlu ve yanıbaşımda bankalar ve kredi kartları aynı saftayım elbette pensilvanyayla ve meydanlarda işçiyim laçkalaşmış sloganlarla.. başım derde girince ahzaba sığınıyorum küfrederek belediye işçilerine reis-i cumhura sağa sola nanik yaparak camilere sığınıyorum sonra bir bedevi kabalığıyla ince tebessümlerin ve galiz günahların nezaretinde matruşka bebekleri gibi ruhumla dilimi ateş sanarak ve tüm mavileri sevgilim ya da annem bilerek salınarak ağzımdaki gülüşle.. kadınlar hep aşıktırlar sonbaharda memelerinden söz etmiyorlar ama ben anlıyorum gözlerim kamaşıyor sessizliklerinin görkeminden hiçbiri beklediğim şahmaran değil zehir deseniz hiç işporta tezgahından aşırılmış yaldız bundandır kimi sözlerinin parıldayışı ve büyümüyor insan böyle yanılınca ürpererek ıslığa sığınıyor sadece loş gecelerde.. sonbaharda kendisini aşık sanan ve yalancı düşlerinde sabahlayan kadınların ne zamandır uzanmış ellerine aldırmıyorum bu yalancı leylaların bulandırdığı sevdalar acuze şehirleri andırıyor ucuz kağıtlara basılmış takvim yapraklarından aşırılmış tarif gibi öyle sıradan ve kendinden bağımsız herbirinin kaygısı devasa herbirinin törpüleniyor yüreği sonbahar yorgunu kadınlar ağırlıyorum gölgemde kimine baba oluyorum adam akıllı gölgemde başlıyorlar kanamaya gölgemden başlıyor kendimi öldürmelerim kimine haylaz bir oğul oluyorum yaralı omzumu gösteriyorum bazılarına ki onlar ilk imgenin kovuğuna saklanıp ağlıyor kimi bir şairin sakallarına asıyor bütün hayallerini ölülerden medet uman çinegene müridler gibi kimi bazı gecelerde koynuna aldığı düşlere sığınıyor kimi Allaha sığınıyor sırasını savmış bir kalple ağzı dili oruçlu titriyor ayakları elleri tutup eylüle veriyorum bütün gözlerimi.. |