GÜNE ŞİİR SIVAMAKMüphem bir diş ağrısı ayrılık kemiğimde sızlayan Gülüşü haziran kokan kadının gözlerinden düştüm Ayaklarımda temmuz yanıkları Uymasaydı aklım, aklımda kalanlara Dantelinden sökülmezdim aşkın yollarına ruhum savruk ellerimden sıyrılırken gün atıkları atlarla daldım gözlerinin ülkesine masum muydu tenimden çekilen soluğun sorma nasılın diye! gittiğin gibiyim işte! hala unutuyorum adımı adının öznesinde kime sorsam bilmiyorlar seni tanımıyorlar canımdan can söküp gideni sattı diyorlar bir kadehe şerefini gülüyorum sadece öpüp bekle demiştin döneceğim diyerek kandırmıştın çocuk yanımı… bilirim gitmelerin can damarını nasıl kestiğini beynine geceleri nasıl çakılır yokluk mesela adın tutuklanmaz adımda bir çizgide yürümezsin yan yana öksüzleşir adımlar özlediğimde dokunamayacağım saçların uyanınca ilk seni görmeyecek gözlerim neresi güzel yokluğun ne değişti senin için yokluğumda bensiz i mevsimler daha mı güzel? sarı daha mı yakıştı sonbahara hangi yaramıza tuz bastı gidişin kaç kuşak geçmeli aklımdan seni alıp gitmeleri için ne zaman çekilir gölgen duvarlarımdan… görme ne haldeyim canıma acın yapıştı aklım senin gidişinle karıştı susar mı sanırsın anmayınca yüreğimdeki şarkın azalır mı özlemin? içimin boşluklarını daraltıyor sokaklar ne zaman gönderirsin içimden söküp götürdüğün yüreğimi seni soluklanırken daralıyor nefesim musallada saçlarım dolanırken boğazıma bir tas sen dökülür içime! yokluğunda başı boş cümlelerimin sokak gazetecilerinin dilinden düşerim caddelere bağırlar ölümün destanını yazıyor bu kalem diye ıslak saçlarında dondukça zaman ellerimdeki sıcaklığında üşüyor yokluğun sokaklarda uzar ayak sesin kısalır çığlığım kentin gürültüsünde meyhane köşelerine taşınmış bedenim yas tutar ardından adına sürgünlüklerim caddelere sarhoş kahkahaları, yüzünden gülüşün düşer kırılgan nefeslerini kaybederken rakı kokulu sabahlar yağmur damlalarını ilikler göğsüme rüyalarımda sana dokunduğum için zabitler basar uykumu ellerimde eylül hüznü gel gitler rüyalarım lekeli güne şiir sıvamakta neyin nesi ya bir gün ortasında yatarsam düşe karanlığın ellerini çalarken güneş kan damlatır elbiseme ölüm gözlerinde soyunur sıratta taranır saçlarım buğday başakları ters döner toprağın göğsüne yaralarımda bir sızı yürür ayakları sana benzer kar dökülürken son baharın yamaçlarına sesi annemden kalma sandık küfü naftalin kokar düşlerim annem sahiplenir sabahlarımı gittiğin ayda değil aslında ben seni özlerim ne neşem kalır ne bir kadeh rakıda havam kuraklaşırım bu mevsim kış gelir yine ölürüm … tüm mevsimlerin inadına Şiirimi kendi yüreğinde şaha kaldıran sessizliğime dil olan Gülden Atalan Hanımefendiye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum |
Şair yürekli. daralan göğüsleri bir ufka götürür sizin gibi yürekler.