içimden sayıyorum koştuğumuz her yeri
,,
sevgilim, bir gün açarsa düzlüklerinde sana benzeyen kıyısı çekilmenin koştuğumuz her yeri içimden saydığım defne dolunay dolunay dolun uzaklaşan ayak sesleri, dalgınlıktan çıkmanın kanadı sönük bir çift kuş havalanır çorak memelerimden bilirsin gelin ölülerinize bakın dediler çünkü ağlamazdı kendi ölümünü başka yüzlerde gören ben oralı değil geceydim. ve sen bitişen oluklarında daraltılmış geçitler uğultular bağırış rest bağrımı bastırdığım yer. yer topuğunda kum izi bulursan anlarsın zaman gümüşlü suların terkisinde geçmiştir ve herkesin vardır hançerlendiği bir gün bağrımda kuş gezdiririm bulursun anlarsın, göğümün ve göğsümün bütün odaları senin kafeslenmiştir keklik bir yaban avından kalkıp doluşur çünkü gelmeden az evvel kırların küçük sarı yapraklarıyla mustafa çiçeği incinen. durmaksızın koşmanın tayı ve bir bardak su ağaçlara top bağlarsın kediler için, hem alçak. köpeğe yemeğinin yarısını verirsin bilirim parmaklarımı sürdüm avuçlarına taşmak bu dedin sevgilim işte bu taşıması rüzgârın, her ne varsa bize doğru bir kederi yarıp ortasından kimsenin bilmediği ve kimsenin dönmek istemeyeceği biz döndük. acıya. fırtınaların ortasından eşiğin ağzına yüzünü dağıtmak için burnunu silmek kokusunu içimize çekmek ve soluksuz bırakmak için bir an. bu acıkmayı nereden tanıyorsun epey kanağzım ö p s e n e beni ! ne kadar hızlı fırlatırsak bir anlık öpülmeyi o kadar ben oluyorsun bastırıyoruz bir çiçeklenmeyi daha çiçeklenmeyle sevgilim bırakalım bütün kuşlar uçsundu... ,, |
bi yabancıya kırk yıllık dostuna sarılmak gibi
bana en iyi siirler iyi geliyor, özellikle kalbi acılı ve sonsuz sevgi ile bezenmiş kadınların yazdigi o cok yaralı siirler...