Su 162-Zürafa sevdası
“-bak hinci
“senin gibi, maymının biri olcak ya zürefaya havas olmuş gel zaman, ged zaman, zevdasından yemeden işmeden kesilmiş bi deri, bi kemik galmış bağrını döğüp duruyomuş, aynı senin hesap işdeheciki zürefanın da durumdan, durumun vehametinden habarı yoğumuş tabi aynı mitli senin Özlem! neye dersen, aynı senin hesap, ayrı dünnaların mahluğu zürafada boy-pos, endam ona keza attığını eğilip almayo, dönüp ardına bakmayo, yediği öğünde, yemediği ardında maymına gelince tingoza bişiy, sencileyin üstünde yok, altında yok dedikleyin başlamış senin maymın, eşe dosda, hısım akrabaya emmiye dayıya de(y)zeye halaya “-siz bey gibi yaşayonuz, pambık gibi hanımlarınızın goynunda benim derdime derman olanınız ince hasdalığa garmışlığıma aldırış edeniz yok” deye söylenip dırlanmaya küsüp, yönü geri gonuşmaya kimsecik de o dallara basmayo neyye olcak şey mi? değil tabi de! ondan değilise “gonşu gayratı”nı esirgeyen yoğ emme gel de bunu maymına annat annada bilisen neye dersen herifçi oğlu “zürafa” da “zürafa” “zürefa” deyo da başga bişiy demeyoru senin gibi gene böyle bi ğün, her zamankı ğibi senin maymın dıngıldamaya başlayınca “-siz guştüyü yataklarda ıscacık garınızın goynunda ıscacık yatıyonuz ben bi başıma gamıdıp durun, ….” deye zırıldamaya ordan bi aksakallı bi piri fani “-ga(l)kın len” demiş .. “-ga(l)kın! günah bizden getsin” düşmüşler yola elbirliğiyne(n) senin ekabir dakımı çalmışlar zürefanın gapısını biz bişiy decez emme isder gül isdersen ne dersen de demişler durum böyle-böyle “bizim çıplak maymın sana havas” … “zürefa deyo başga bişiy demeyo” .. “bi deri bi kemik galdı” .. “ince hasdalıklara gardı zavallı” .. “yemeyo-işmeyo” .. “döğünüyo” .. “sayıklayo” .. “zürafa da zürafa deyo başga bişiy demeyo” .. “-n’olusa senden olu günden güne eriyip gedcek zavallı” .. “-bizi(m) ki ha-bi elçilik; Allahın emrini goduk emme var sen “varman” de bize de sorsan “minasip mi” deye deği(l) valla sen bize “-ı ıh” de biz de deyelim “durum bu”! “böyleykene böyle” herkes yoluna getsin mahsat obal bizden getsin bizde başımızın çaresine bakalım, varsın bizim cıbır maymın başının çaresine baksın heş değil bize mırıldayıp gahırlanıp durmasın..” olcak ya garı gısmı da ile ağa.. bey dese de biri kendine havasımış deye duyvudu muydu biri yoluna dertlere gardımıydı bek memnin olu(r) olmaz dağlarını “olur” eder valla o dedikleyin.. zürafa hanım “tamam” demeyo mu? kırk gün, kırk gece misali düğün ediyollar yeyollar içiyollar zürafayınan maymın gelin-güye oluyollar ne demeğise “dünne evine[1]” giriyollar aradan bi ay geçiyo senin maymından habar yok, “ee olur” deyollar iki ay geçiyo maymın ortalıkda yok “tabi” deyollar “buldu zürafa gibi garıyı” falan filan alt(ı) ay geçiyo etirafdan “yau o(ğ)lanın başına bişiy gelmesin” .. “biz de cicim ayları yaşadık da, bu, bu ğadar sürmez bu” gene yola düşüyo elbirlik bizim ekabir dakımı hacı-hoca dedikleyin çalıyollar der(h)al yeni evlilerin gapısını zürafa açıyoru gapıyı “buyur” ediyo bunnarı içeri giriyollar bi bakıyolları kı senin maymın esgisinden beş beter akılları depelerinden gediyo o ne len va(h)! “ulen” deyollar “ulen bu ne hal” garı dışarı çıkınca maymın “zürafayınan evli bi maymının halını düşünşeniz ya bi segide seğide işim bitiyo bi aşşa bi yokara bi aşşa bi yokarı” .. .. .. bu adam ne deyoru yau.. [1] dünya evine girmek: evlenmek, düğünün olması, kendine yeni bir aile edinmek |
bir de huy meselesi var
herkes dengi dengine demişler,
tebrikler bu doğal, güzel anlatıma,
selâmlar..