Avaz Avaz
merhaba cümlem
var mısın beni sempatik bir özne yapmaya sev bendeki steril ama güvensiz ümidi farkındalığım günün renginden diken tekleyen hayatı ensesinden tutup fırlatmalıyım çünkü uykusuzluğun kalbime zararı var bu kötücülüğün içinde ciğerim çok manalı bakıyor nasıl da mahsun düşünüpte konuşamamaktan çiçeksizlerin yaydığı iltihap ihtişamımı ko(r)kutuyor bükülmeyen eğilmeyen çaresiz karanlığımın Allah belasını versin yetersiz konuşuyor çok konuşanlar barış ve özgürlükle flört eden şairler tangırdıyor tangırdadıkça sözleri yarıda kalıyor akşama televizyona süperbaşkan çıksın gözleri kulakları çorak bölge tıkanıklığı çok verimli kulllanıyorlar keşmekeş dünyaya küfür etmek istiyor bilincim bilgisiz gürültüyü bıçaklı harflerle sotelemek gerekirse tutarsız mırıltıyı kaliteli darbelerimle tamlık okuluna yollamak istiyorum kusur eksikliği algılamamak şaşırıyorum ne çok eksiklik var işidiyorum kanı paylaştıklarımızı yırtmasalar ve çıldırmışlığımızı oyalayan fiber kabloları damarımızdan çıkarıp birbirimizin gözlerine bakabilsek (üçüncü göze ben vicdan diyorum) ölmüş hissettiren acıları ortak sayacağız savaşın susmaya niyeti yok çocukların adını hatırlamak lazım bu dünya sadece canavarların değil merhaba cümlem durmuş sözler lokalinde biraz itiraz biraz ihtirasım kaygı yüzümdeki kuyuda anlamı gezintiye çıkarmış kimsecikler yok ve her şey yasak mahçup bir andayım, kor kıvamında nolur beni susuz bir kelimenin yanına koyma hayatla raks edebileceğim yüklemin ortasına yerleştir ayaklarımın anarşistliğinden değil bu dünyayı çitileyen bir gülüşe sahip olmam enfes öpüşebilmem ve aynı ustalıkla kederi koynuma alabilmem bölük pörçükte olsa Tanrıyı sevdiğimden inancım ağzımda ateş... |