Aşk bu...
Aşk bu,
tanırım kokusundan.. Kelebek ağaçları ile bezenmiş bir eski cumbalı evde, hayaller kuruyorsun bilmeden.. Görmediğin bir adamı anlatıyor yüreğin, dinliyorsun belki gülümseyerek.. Hava da güzel günlerdir nedense.. Deniz daha bir mavi.. Daha da lezzetli annenin yemekleri.. Unutulmuş bir Fransız şarkısı kulaklarında anlamasan da... ’Sous le ciel de Paris’ Ama daha da anlamlı şimdi bilmediğin her lisan.. Sabahtan akşama tebessümün öpüyor aynaları, ve kitapların kır çiçekleri döküyor sayfa aralarından.. Aşk bu, tanırım kokusundan.. Balkonunda bir kumru keyif çatıyor arsızca.. Gördüğün her dilenci tebessüm ediyor İstiklal’de.. Ve şehir ağlamıyor ne zamandır ahmak ıslatan bir yağmurla.. Ada’ya gidiyor gözlerin, bir kahvaltı masası, şarabın en hası öğlen sıcağında.. Nino’dan bir ayet aşkın en güzeline ’Bir kadın bu kadar özlenmez ki, Bir erkek bu kadar sevemez ki’ Ama aşk bu, tanırım kokusundan... Elleri buruş buruş bir nine açıyor her kapıyı sana.. Gülümsemesi saf, birşeyler anımsatıyor çocukluğundan.. Kiraz ağacından sapanlar yapıyor afacanlar, macun yiyorlar bir de seni her gördükleri yerde, rengarenk.. Aşk bu, tanırım kokusundan.. Hava da güzel günlerdir nedense.. Deniz daha bir mavi.. Daha da lezzetli annenin yemekleri.. Ve bir ilahi melodi her an kulaklarında; ’Bir kadın bu kadar özlenmez ki, Bir erkek bu kadar sevemez ki’ Burak Özdemir www.sarlataninguncesi.com |