Ah Anadolubağrımda derin sızı, yüreğimin akortu gecemde cırcır böceği, kurbağa vıraklaması serin yapraklarının ruhumda dalgalanması dinlemeye doyamadığım sahipsiz karanlık her zaman boynu bükük Anadolu’m incitmez dikenlerin, çalıların, sivri taşların kuşburnuların acıtmaz canımı acıtsa da kıçı açık çocukların seninle düzgündür adımlarım soyum sopum vatanım Hatça bilmem nerelerini yerim der ah ayıp sayıbı başka yerde arayanlarım çıplak ayakların nasırısın sen doğaçlama türküm, ağıdım seve okşaya büyüttüğüm bebem acıyla yoğrulmuş ebem, güleç anneannem yolların hep biz’e çıkar kuru dallarımı saran sırık fasulyem sulu armudum, elmam salıncaklarında sallandığım ceviz ağacı çoban kavalım,salkım söğüdüm değdir gül dudaklarını tenimize al Şirin’den Ferhat’tan kına yak ellerimize aşktan heykelim toprağım evim bahçemde gül ağacı, leylak kokusu yoncaların nazla salınması, otağım damım, hayvanlarım, sütüm yoğurdum çirk kokulu ahırım,saçkı samanım annemin, benim saçlarının ağardığı yer tahta merdivenlerim, dertli, taşlı yollara bakan küçük pencerelerim mahalle fırınlarında pişsin varsın ekmekler kendi tohumlarını eksin biçsin çiftçi dayı yerde kalmasın emekler ey tadı güzel suyum, ırmağım yare uzanan kollarım, yolum sevda yüreğini aç bize kardaş ol toprağıma bağrını s’aç ah ana, Anadolu, ana dolu ana yüreğini aç bize sevginle doyur!.. 12. 8. 2014 / Nazik Gülünay |
Kutlarım bu duyarlı yüreği