SEN
Bugün günlerden sen,
Ve seni anons ediyor sabah radyosu, İlk günaydın postasıyla. Bende eskisi gibi diyorum sen kalmadı, Varsa sende biraz sen versen, Seni alsam üzerime, Seni okusam biraz, seni yazsam, Seni çizsem şehrin ışıklı reklam panolarına, Seni bağırsam zalimin yüzüne, Kendimi kaybetsem diyorum, Mesela harflerin boğazını sıksam, Öldürürcesine, Seni yazacak bir şiirin harflerini silkelesem cebinden, Yahut Senli bir destan yazsam kahramanı ben olan. Veya Senli bir oyun oynasak, Ben ebe olsam hep etrafında dönsem, Bitmese bu oyun. Komşunun kızı kapıyı çalsa, Seni sorsa, Kalmadı bana yetmez desem, Bencillik etsem, Elindeki fincanı boş göndersem. Böyle, Ceplerimden içeri seni sokuştursam, Tıka basa ceplerimi senle doldursam, Şivan Perverden “Gule Mahrume” türküsü olsan, Sazın telinden dökülüp bana gelsen. “Gule kurban” desen elimi tutsan, Ayaklarımdan tutup, Başımın şafağına kadar beni süzsen, Hadi adam düş önüme de/sen, Bende önüne düşsem, Senle yürüsek böyle, Nirvanayı geçsek, Zamana çıksak, Ben çay demlesem, Sen sigaramı uzatsan, Senli bir türkü tuttursam, Senli bir sigara tüttürsem, Senli olsa her şey, Ah/sen y-ok musun sen Nöbetçi_Piyanist |