Aşk yazdırırne çok yazılacak şey var daha tümceler arasına ılık esintiler sığışır açar yüzünü dizeler tualde şiire boyamak yetmez günleri pencerede çiçekler çıtır pıtır açarken güneşi kıskandıran sarı tonlarda çöplükte çingene pembesi fatmacıklar özgürlüğün köylü kızları ya madende çalışacaktır kocaları ya inşaattan düşüp ölecek "lâ havle çeker şiirim ne arar bu arada bu sıkıntılar" bozulmamış bir doğadır imgeler kuytularda beni bekler damla yağmuruna koşar gözlerimin sıkışır dualarımın arasına yürüdüğüm ıslak kaldırımlarda kalabalık arasından yansıyan bir bakışa kalem ucunda yükselir bina’ı şiir esintiler yoluma çimen,çiçek olur serilir incitmeden geçmeye çalışırım aradaki taşlı yoldan sesini bulma evresinde çocuklar çocuk sesime götürür burnumu çekerek ağlarım yine yıllar öncesinde kalmıştır oyuncaklarım taştan,çaputtan,sudan,kâğıttan ’sen’ dokunma, görüntümden kayan yıldız hâlâ bakışlarım izinde bulutunun karanlığı tepeler gözünde siler eski lâmbanın izini yine takar başucuna güzel bakan gözlerinin türküsünü ince bacaklarım dolaşır aşkın birikintisinde damlalar parlar üstünde nadide bir mücevher seni düşündüğünü iletir şiir gizli ve açık ayağımıza dolaşan nedir her mevsimde ayrıcaklı şevk sızdıran kalemim başka bir alemi sezer olağanüstüdür saltanatı yazdırır aşk!.. 5. 7. 2014 / Nazik Gülünay |