BOK BÖCEKLERİnereye koşar bok böcekleri atlayarak cümle kokulu gülleri korkarak boğulmaktan tertemiz ırmaklarda çam kokulu dağlara çıkmaktan ezilmekten kocaman gövdesiz ayaklarda hoş değil uzaktan seyretmek elinde ayağında zincirlerle pisliğe koşan adamları onları alkışlayanların çığlık çığlığa seslerini konmuş gibi baykuşlar ağacımıza kaçmış gibi küçük sincaplar belki bilmiyorlar onlar da yürüdükleri yerin cehennemin dibi olduğunu sıratın onlardan çoktan vazgeçtiğini arasatta dönen hayvanların bile yüz çevirip yüzsüzlüklerinden birbirini emzirdiğinden izler onlara göre değil ölü hayallerin eteğine sokulurlar kul olurlar Tanrı edindikleri koltuk sahiplerine ve.. devrilirler gün gelip el verip etek öptükleriyle geride bir yığın yere dökülmüş yaprak gibi sarı benizli insanlar kalır delik çoraplarıyla sedyedekilerin ruhu sorar yalnızlıklarının hesabını gökyüzünden iner de ay örtemez pisliklerini! 25. 05. 2014 / Nazik Gülünay |