İnsanlığımız Sedye Olsun Çizmelerine
ellerimde uçmayı unutmuş bir kuşun sessizliği
bu nasıl susmak bu nasıl göz yaşı bu hangi karanlığın çaresizliği simsiyah bir ölümü bembeyaz sayfalara dökemiyorum sedyeleri bile ağlatıyor çizmelerinin çamuru, bak önün arkan hep ateş, hep soğuk, hep kor ve zor içimizde büyüyen bu uçurumu yok saymak anlat bize ellerimizdeki bu kalem nasıl siler yüzündeki kömürü nasıl anlatabilir emek emek işlenmiş ömrünü bir haber bekliyor yüzüne muhtaç binlerce çift göz ateş düştüğü yeri yakmadı bu sefer cehennemde kaldı milyonlarca söz bir ses ver gözleri kömür siyahı adam bir ses ver karanlığın unuttuğu umuttan tarifi imkansız bir sızı birikiyor avuçlarımızda ömrünün kömüre emanet edildiği coğrafyanda seni bulmak seni tanımak seni anlamakta geç kalıyor insanlığımız insanlığımız senin çamurlu çizmende insanlığımız sedye olsun, ’insan’ kokan çizmelerine bugün yüreklerimiz yerin metrelerce altına gömülüyor bugün senin uğruna ölünüyor senin uğruna helalleşiyoruz güneşle ve ateşle tanışıyoruz böylesine yakından ellerimizi açıyoruz göğe, maviler ölürken yokluğunda bir avuç dua bir avuç umut biraz da güneş bırakıyoruz geleceğin yollara gel hadi, bırakma bizi karanlıklarda... Büşra TOPBAŞLI (bugün tüm şiirler size, ömrünüze, emeğinize) |
seven yürekden
dökülen nameler
hakka..umutlar taşır
allah rahmet etsin
günün aydınlık ümitli
hayalerin gerçek oksun
kutlarım değeli eseri