Sulh Üzerine
neredeydik
küçük karamsarlıklar ve neşe oturup bir köşede ağacın büyüdüğünü ve gölgelerin en çok şaşkınlıkla huzurun arasında bir dalgınlığa varan güneşin yolcusuyduk severek bakmak gibi aniden camlardan yansıyan göz kamaştırıcı parlaklığa hayat diyorlar ve nedense bulutlara akıyormuş gibi avuturken kendimi pencereden sarkan kadının beyaz eli kısa bir bulmacayı aklımda dönen sıcak duvarlar orada yüzü ters boyumu aşan bir tül inlemelerini duyuyoruz kedilerin omuzlarında ıslak bir baygınlık üzerine fakat coşkuların merdivenleri hızla çıkışı sıcağa kendini teslim etmiş bir damlamanın bazen ağlamak olduğunu yalvarıyor tanrıya az kalsın biri birini çağırıyordu yukarıya ben ve aşkım ağaçlardan geliriz mevsimlerin rengini giyen o ince ayrıntıdan sulh ertesi elini unutuşun bağrımda bahaneler biriktirip başı yukarıda bulutları seyreder. |