ADINI BİLE UNUTTUM
Duydum ki; halen aşkımız için ağlıyormuşsun
Oysa ben senin adını bile unuttum Gördüğün eski dostlarımıza, beni soruyormuşsun O kötü günlerin geride kaldığını, Yaptıklarının pişmanlığını Ve aşkımızı aradığını söylüyormuşsun Ey yar, ben senin yasını bile tuttum… Biliyorsun, ben istemedim böyle olmasını Ben geldim, sen çarptın suratıma kapını Beklerken ellerim cebimde, köşebaşında Sadece pencereyi açsaydın, En azından dönüp bir baksaydın Belki duyardın gönlümün feryadını, Görürdün belki gözümün yaşını… Yok be… Göremezdin Öyle bir kaptırmıştın ki kendini Süslü, şatafatlı hayatın reklamlarına Yanındaki adam müsveddesinin kır saçlarına, O hain, o kahpe bakışlarına bile aldırmazken Benim yaralı gönlümü nasıl görecektin, İçimdeki yangını nerden bilecektin? Meteliksiz ve yanımda sadece gözyaşlarımla Bizim meyhanenin yolunu tuttum Ama kalbinden olduğu gibi, oradan da kovuldum Attılar beni yaka paça dışarıya Ömrüm dönüştü, sanki Yeşilçam senaryosuna Aşkına da meyhaneciye de sitem ettim İhanetlerinizi, Hor görmelerinizi, Tozlu, paslı bir rafa koydum Ve düşündüm ki; Bu dünya ne sana, ne de meyhaneciye değer Silip attım bir kenara yaşadığım acıları Direndim, mücadele ettim, Hayatın girdabında kaldım bazen, Acılarında yoğruldum Yoruldum çok yoruldum Ama sonunda kazanan ben oldum Adamlık, o senin bildiğin gibi Parayla, şöhretle olunuyorsa eğer Bak işte, şimdi de ben adam oldum Ve senin adını bile unuttum... Adını unuttum; Ama kapıma bıraktığın mektubunu Belki bin defa kokladım ve okudum… |
ve içten okumak ve kaleme almak harika saygılar