Taşınamıyorum Düşünmekten
Sımsıcak odalarda
Yalnızlıktan üşüyoruz Ilık sigara külleri karşılıyor sabahı Uçtukça biraz daha affediyoruz Her akşam batan güneşte asılı kalıyor gülüşüm Yüzüm kiralık değildi başka ülkelerde Ve kahkahalarımı henüz satmamıştım Yanımda götürdüklerimden çok, kendimi sığdırabilmeyi isterdim bir valizin içine Bir defaya mahsus beni taşısın isterdim taşıyamadıklarım Bu susmalarla gidilmiyor, sığmıyorum bana biçilen kafese Henüz yerleşemedim, yetişemedim Kar yağarken, kaybolan sokaklarda kayboldum Az daha gitsem uzayacaktım Elim unutulmuş kalemin üzerinde, kalemin yükü ağır geliyor deftere İnsanlığın nesli tükenmiş buralarda Belki başka dünyada yeniden ürüyordur Gülüşümü unuttuğum yerlerde Biz diye bir şey kalmadığından beri Fotoğraflarda sürünüyoruz Gözlerim balık gibi kaçıştığında en çok Seni düşünmeye kaçıyorum Taşınamıyorum düşünmekten Bağlı olduğun, bağı olduğum, ağım yırtık Şimdi her zamankinden daha kayıbım Gözlerime bir damla dokundun Sonra deniz oldu gözlerim Ve boğuldum Az daha dursam okyanus olacaktım Hatırı sayılır mavilerim var artık benim Kayıp yıllardan bahsediyorduk O ufacık ânın içinde kaybolurken Bir an aklından çıkardın diye öldüm ben Şimdi adı kalır bir güzelliğim var Yarım yamalak hayaller bıraktın ardında Süsledim, bir daha hiçbir hayale sığamayacak kadar aldım onları Onlar da beni aldı, haklıydı, haklarıydı Büyüttüm, şimdi tastamam mavi bulutlarım var benim Sana geldikçe şekillenen Belki üşüyerek fark ediyorsundur Nasıl soğuduğumu Bu kayıp sıcaklığın hakkıdır Sonraki ömrü kaplayacak kadar beyazlığım var Bulutsu gözlerim Donan ellerim Kayıp parmaklarımı arıyorum masanın üzerinde Kaybımız balıklar kadar Beş Mayıs İki Bin On Dört 18 00 Nevin Akbulut |