ben seni vakitsiz zamanlarda özlüyorum
kahverengi gözlerinde
baktığım bütün fallar vakitlere mahkum ediyor tutsak ruhumu oysa ben seni vakitsiz zamanlarda istiyorum gecenin bir yarısı mesela belki renksiz ve düşsüz ama derin mi derin bir uykuda ölürken birden açıyor gözlerimi ellerin oturuyorum yatağın içinde çarşaflar buruşuk belli ki epey debelenmişim yine sen gibi uzak uykunun anne kokusu ama bazen seni alıp getiriyor kuşun kanadında bir düş oluyorsun ürkütmeye korktuğum hiç bir zaman net göremiyorum seni hep bir gölge var yüzüne düşen kahrolası bir gölge örtüyor güzel gözlerini sesini duyuyorum sadece gülümseyen sesini ölümden dönmek dedikleri yeniden doğmak göremediğim gülüşlerinde sızlıyor içim uzatsam ellerimi kaybolacaksın duruyor soluğum bir nefeslik vakit işte kirpiklerim bile hareketsiz yudumluyorum seni yudum yudum içiyorum fısıldayan sesini ben seni vakitsiz zamanlarda özlüyorum bazen balkondaki fesleğenin başını okşarken öksüz kokusu tutuyor hemen ellerimden kıvırcık saçların geliyor aklıma bazen denizin çapkın dalgalarında duyuyorum ayak seslerini kimi zaman bir simidin sıcağında vuruyor hasretin bazen de çayın içinde eriyen şekerin isyanlarında buluyorum sensizliği yok olmak böyle bir şey işte diyorum kendi hiçliğim geliyor aklıma terk edilmişliği sevinçlerimin kimsenin uğramadığı günahkar bir şehrin arka sokaklarına bir martı havalanıyor denizin üzerinden gidiyor bildiğin gitmek kıskanıyorum deli gibi kıskanıyorum o özgür ruhu o çıldırtan kanat çırpışları ben de takılıp peşine uçmak istiyorum özgürlüğün pembe bulutlarını öpmek ama nafile asla kaynayamadılar kırıldıkları yerden suskun kanatlarım onlar da küsmüşler bana biliyor musun her şey senden yana bed bir duanın sahibiyim sanki ne kadar ödersem ödeyim kefaret olmuyor günahlarıma ben seni vakitsiz zamanlarda özlüyorum ağlarken özlüyorum hiç tanımadığım bir ölünün ardından bazen de gülerken evet güldüğüm de oluyor ama sadece çocuklara neşeli mahallelerin üstü başı kirli çocuklarına hani suratlarından haylazlık akar saçları hep terlidir ve kocaman gülüşleri vardır yokluğun kadar kocaman gülüşleri seni görüyorum işte onlarda hınzır hallerin düşüyor canımın sen diye attığı yere özlüyorum seni baktığım her yerde ayrılığın siyah gözleri ve havada katran kokusu yaşamla ölüm arasında bir köprü bu iki ucu da uçurum düşmek değil korkum ya öleceğim yerde yoksan |
Beğendim...
Huzur şiirdedir…
_______________________________Saygı ve selamlar..