AzadeKanatlanıyorum agopi sen değilsin başka bir şey çağırıyor uzaklardan belki de yakından yanı başımdan ölüm müdür dersin yoksa öksüz bir valiz mi kalbime dişlerini geçiriyor bu derin uyku canım acımadığı için korkuyorum annem uyandırsa ya beni sokağa fırlayıp yalın ayak koşsam bir tekerin peşinden nefes nefese yığılsam agora sokağında bir kapı eşiğine sonra iki tek atsak nöbetçi kuşlarla ve dursa bu sefil medcezir kendi içimde misafirim agopi ama bütün odalarım hüsrana kiralı dedeme gidebilsem keşke yine portakal kabuklarını yaksa sobada yine pis kokuyor desem ve o yine beyaz sakallarını dalgalandıra dalgalandıra gülse ah ne tatlı adamdı bir bilsen küçükken ellerinde trenler gezecek sanırdım ray gibi uzayıp giderdi kocaman damarları kocaman da bir karısı vardı iri kalçalı Girit göçmeni "Bir şey gitmiyorsa itme" derdi annem avuçlarımdaki nasırları kazırken tırnağını yiyor serçe parmağım dilinde eski bir oyunun sözleri biri baharmış biri güz ben hep gece biliyor musun agopi ölü ıslıkları sevmiyor aşk sadece güçlü bir rüzgar bekliyor gülüşlerimde saklı kara bulutlar önce bin yıllık hüznüm ölecek sonra şairini vuracak bu şiir |
ama ben dahil bir çok şiir severi bu şiir gibi istisna başka şiirler
yüreciğinin tam güz noktasından vurur geçer bilesin Deniz kardeş...
delik olsa da kalbi kalemlerimizin biz en iyi yazmayı biliriz bir de ölmeyi ...