Delinin Eli Çay
Hiçbir şey olmasa bile
balkondan işemeyi güzel yapardık; gecenin karanlığında suni bir gökkuşağına can verirdik evvela sonra sakalımız naylondandı, yüzemezdik turnalara karşı... Sonra kadınlar sarışın değildi öpsek dudağımızda kumral bir gamze oluşurdu. Hayır, utangaçlık değil tamamen fizyoloji... Ki hiçbir kadını gözyaşlarından çok sevmedim. E. vardı mesela; bira içerdi, leblebisi otuzlu yaşlarda, sıklıkla göğüslerine bastırırdı başımı uyurdum öylece... Konuşmadık pek... Ya sevişir ya öpüşür ya da ikisini birden yapardık... Sonra M. girdi hayatıma o esnada bir tespihte imameyim işim başımdan gümüş... Yalnızlığımı sevmiş; teşekkür ederim... Bende sesini sevmiştim cızırtılıydı; hayat onu çekmiyordu belki... D. bambaşka bir kadındı Ud çalar, şarkı söylerdi... Parmakları ince, uzun; tırnaklarından öperdim her daim o da gözlüklerimden... H. ile çokça konuştuk azca varolduk... Uzakta değil, komşumuzdu... Sepetle gönderirdim mektupları; o da dudaklarını gönderirdi, öperdim iade ederdim... Sonra S. geldi, saçları özlerken sarı, beklerken maviydi... Hep beklerdim o yüzden; sesinden serçe çıkmıştı bir kere, bulmaca çözüyordum. |