Cennet'in Çocukları.
Cennet’in Çocukları.
... Bir er bir er doğuyor, memleketimin çocukları, üçer.beşer,yedişer ölüyor öldürülüyor. Şehvet uğruna, Hiç uğruna, uğursuzun uğruna. . Evden çıkan havuza düşüyor, üç buçuk yaşında, sulama havuzuna bir başkası, sonra güneyinde yurdumun, tarlada ki havuzda boğuluyor. Kimi ecele gidiyor, kimi acele, fabrikanın atık havuzuna, hani tavukçu deresinde kapatılmayan, logar kapağından kaymış gitmişti sonsuza, adı Dilara. . Ege’nin Akhisar’ında istasyonun kullanılmayan kuyusunda son buluyor Umut. Şanlıurfa’da balkonun ellerinde kayıyor Cansu. Üzerine tv ile devriliyor Eyüp’ün kefen. Sonra aynı gün aynı şehirde aynı elim kaza mı ihmal mi,sönüyor İrem. İskelede hareket eden feribottan denizin aldığı Ece su. Bebek arabasından denize akan Ahmet Nedim. Bursa’da okula giden ağebeyine el sallayan İlkay. Kayseri’de cinnet. dört dörtlük canlar toprağa, Mert,Taha,Kemal ve Rüya. Ardında Ereğli’de Resul kaan. . Say say bitmiyor,tesbih taneleri gibi diziliyor tabutlar. Kan davasına hedef on iki yaşında taner. Kars’ta onbir yaşında iğfal edilip koparılan Mert. Adana’da ablasını vermediler diye yakarak vicadanıyla karartılan Gizem. Yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeer... Vicdan-sızlaaaaaaaaaaaaar... . Kuşaların çatısı Gökyüzü. ya çocukların, adı gibi dondu ayaz, Kapsüllerle çatladı kafalar, Uğurlar,Ceylanlar,Berkinler... Sahi aylardan Nisan. yirmi üç Nisan. Diyetimidir nedir bayramın. ne yaman beladır bu, çocuklarını bu kadar kolay harcayan... Kazanamaz geleceği... . Çocuklar ya gülmeli katıla katıla, yada ağlamamalı. Doymalı tıka basa sevgiden, kalmamalı aç. Denizi mavi olmalı,bolca yunuslu hem, doğası yemyeşil,ağacı her türlüsünden. Rengarenk Dünya’sı, yağmur sonrası gökkuşağından. nasıl anlatayım ki işte... Çocuk gibi saf, bebek gibi temiz. Kokusu Cennet. ... yunus ça./ |