Çıplak Tenler Sokağı
Dokun önce gözün değmediği
elin görmediği yerlere mesela karnının tam yelkovanına ya da sırtının şarap aynasına yansısın suretin her damlaya; terinle zehirle beni... tırnaklarını soy tenime ki kabuktan ziyade etten öte tüm nazarım kir gibi, pas gibi sökülüp atılsın uzun - hem de- upuzun öpüşmelerin ortasına... Farzet ki bu etin altına gömülmüşüm, kazı beni sevişmenin tüm şiveleriyle... Hisset önce dokunuşun gölgesini soluğumun yansımasını; hisset ki ruhun sarhoşu olsun sustuklarımın, fısıldadıklarımın, arsızlığımın dahası sensizliğimin... O kadar giyinmeyelim sevgili içimizde soyunmadığımız binlerce ten var, biri de sensin: kendini bulana kadar seviş benimle... |