Su 54-Teneffüs
zil “teneffüs süresi bitti” demekti
geç kalan tokadı tekmeyi.. olmadı cepdeli yerdi.. terden ıslak saçlar, pembeleşmiş yüzler derin derin alınan nefesler.. oyuna, itişip -kakışmaya devam edenler sınıfa doluşup, öğretmeni bekleyenler, itiş-kakış, gavga-gürültü, vayvalak, curcuna, ve şahit olurduk, her teneffüste birilerinin birilerine özellikle zengin çocuklarına sahip çıkmasına.. beni hiç kollayan olmazdı kimsem, kale’m olmadı ne gam oyuna da almazlardı “o(ğ)lum bi yanına bişiy olcak” diye çıkan olduğunda ya da eşleşme yarım kaldığında arada bir gönlümü alırlardı gene de biri gelene gadak diye de uyarırlardı.. “bekten ayrılma”zdım, kale arkasına, ya da dışarı kaçan topa yollanırdım, biri geldiğinde “yedek” ayrılırdım ne kadar süreceği belirsiz teneffüs aralarında çalmadım hiç öğretmenden habersiz öğretmenler odasının kapısında öğretmenin gözlerinde gözlerim tamam “çal” desin, hani başıyla ellerimde bir onaltılık paslı eski çivi, bir sapsız zil ile beklerim.. bütün bakışlar düşmanca olsa da o günkü konuyu işlerim, kimse takmazdı öğretmen gayet memnun, gözlerim parlardı ama sanırım kimse bir şey anlamazdı çok da umurumdaydı? resim için Sn Aydın Eyvaz’a teşekkürler . |
teneffüs aralarında
çalmadım hiç öğretmenden habersiz
öğretmenler odasının kapısında
öğretmenin gözlerinde gözlerim
tamam “çal” desin, hani başıyla
ellerimde bir onaltılık paslı eski çivi,
bir sapsız zil ile beklerim..
bütün bakışlar düşmanca olsa da
o günkü konuyu işlerim,
kimse takmazdı
öğretmen gayet memnun,
gözlerim parlardı
ama sanırım kimse bir şey anlamazdı
çok da umurumdaydı?
Harikaydı severek okudum ve yıllar öncesine ilk okul günlerimi yad ettim Anadolunun 65-li yılları tertemiz duygular....
Hey gidi günler.............. Alkışlıyorum kalemi eyvallah hocam
_________________________Saygılar