Bir tek dünyamız , bir tek atmosferimiz var. Küresel ısınma ve doğa katliamcılığıyla dünya atmosferine ve iklimize büyük hasar veren şerefsizler yüzünden , çocuklarımız , onların çocukları , soluyacak bir nefes havayı ya da içebilecekleri bir bardak suyu dahi bulamayacaklar.Toplu ölümler olacak... Dünya için bu kadar büyük ihanetler içinde , doğayı ve atmosferi katleden şerefsizlere , yahu bırakınız güzellemeciklikler , yalakacılıklar , yağcılıklardan bıktık usandık, biraz da gerçekleri yazalım , bari yazılarımızla eleştirebilelim ... İnsaf ki insaf ...
Eleştirinin kokusunu dahi hissettiğinde , insanları derhal " vatan haini " ilan etmiş bir anlayıştan geliyoruz malesef.. Düşüncelerin özgürce ifade edilebilmesi , anayasal bir hak olduğu halde, sadece güzellemeci anlayışta övgü yazıları ya da şiirlerine "cici" gözle bakan bir anlayış olabilir mi?
Eleştirileri olmadığında , yanlışlarımızdan nasıl kurtulup , doğrulara yönelebileceğiz ?
Yazılı emek ürünleri, siyasetin kısır çekişmelerine, dini ya da ırkçı yaklaşımların ayrıştırıcı , ötekileştirici tuzaklarına da düşmeden , insan sevgisi ve bütün insanlığın, halkların kardeşliği bilinciyle "barışçı" söylemlerle , insancıl dert ve sorunlarımızı acımasızca işleyerek çözüme yöneltmelidir bizleri...

*

kime neyi anlatabilirsin ki
yazı , bir dil
dil ,bir konuşma kültürüyse
ve bir anlatma biçimiyse şiir
insanlık evreninde
hep anlatmak güçlüğü çekersin
benim gibi , sen de




anlama özürlü bakışların
neyi nasıl görebildiklerini
merak eder durursun hep
" trene bakar gibi "
bakmak da var ise hele ki ,serde





o tren ,
nasıl görünmekte acaba o gözlere
yurdum insanı’ nın dertlerini
mazlumun sorunlarını yazdığında şairin kalemi
birileri bakarlar da ne görürler ki
ya da ne anlarlar baktıkları pencerelerden ?
sorun bu aslında insanımızdan yana





bakmayı da öğrenmeli insan
baktığını gerçekten görebilmeyi
düşünebilmeyi
anlamayı da öğrenmeli vakit çok geç olmadan





şairlerini en az 15 yıl mahpus damlarında çürütürken
vefa’ yı bir semt adı olarak iyi öğrenebilmiş
bir insan yapısıdır bu mimari düzen
ve bu düzende içten çürümüş ruhlardan sızan
çürük yumurta kokuları
katlanılmaz boyutlara erişen dalkavuk kişilikler
el ele özenle bu mimari yapıyı oluştururlar





ha , bizler , eli kalem tutanlar
hala yazarız çizeriz
anlatmaya çalışırız varsa dertlerimizi
anlayana sivrisinek sazdır elbet
birilerine sivrisinek vızıltısı dahi olamayız da
itilir kakılırız her Allahın gününde






zalimin zulmü varsa
sevenin Allahı var’dır yine de
kula kulluğun müridleri
burunlarına takılmış hızmalarıyla
lunapark ayısı gibi gösterilerinde
zaman zaman eğlendirirler de
mutluluk nidalarıyla , coşkun hevesleriyle
mutlu ederler insanlık alemini
kimlerin değirmenine su taşırlar
ah bu dalkavuklar şebekler ezelden ebede
bilen bilir elbet






alemlerin Rabbi ve tek efendisi Yüce Allah ’ dır
Allah ’ dan başkasına da kul’luk edilmez bizde
hiç bir insanın Allah dan başka hiç bir efendisi yoktur
Allah dan gayrı "efendiler" üretmekte mahir dalkavuklarımız hariç
onların Allah dan gayri
birden de çok efendiler edindikleri de
bilinen bir gerçektir





sormazlar mı adama :
benim efendim Yüce Allah’dır
ya senin efendin
ya da efendilerin kimdir ? diye
sormazlar mı bu efendicilere





sevgili Peygamberimiz, kendisine
" efendimiz" diye hitap edilmesine
asla rıza göstermemiş ,
ben asla "efendiniz" değilim
yalnızca bir elçiyim sizler için
Allah dan başka bu alemlerin efendisi yoktur
İnsanlar başka
" efendiler " edinmesin asla
demiştir ki , şirke girmesinler diye ...





dil doğruyu söyledikçe
kalemler doğruyu yazdıkça şereflidir bizde
itilip kalılmaktan yüksünmeyiz asla
bunlar eğri insanların yanlışlarıdır
biliriz ki Yüce Allah ,
yalnızca doğruların yardımcısıdır ...








/ ... iki eğri bir doğru etmez ... /
/ ... bütün eğrileri toplasan da dergahına , bir doğru etmezler sen de iyi bilirsin /



/ ... doğrular işine gelmediği için , mazlumdan yana şairleri ve şiirlerini , mümkünse en kuytu , en karanlık kuyulara gömmekten , görünmez , duyulmaz , okunmaz hale getirmekten utanç dahi duymazlar.. onlar ki , hizmetkarı oldukları , gücü ellerinde tutan güçlülerin , iş ortaklarıdırlar... /

*
Mert YİĞİTCAN
19 . 04 . 2014
istanbul